Ergenlik yaşına gelen bir çocuğa, anne baba olarak nasıl davranmak gerekir? Ergenliğe giren çocuğa nasıl davranmalı? Çocuklarda ergenlik döneminde dikkat edilmesi gerekenler hususunu yazımızda söz ettik
15
yaş civarındaki çocuklara, yani ergenlere nasıl davranılması
gerektiği, öteden beri bütün anne ve babaların kafalarında yer
eden bir sorundur.
“-Bana
arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim!” denilmiş.
İnsanın
ünsiyet kurduğu kimseler, onun karakterini belli ettiği kadar,
karakterine de tesir eder. Hayvanlarda bile rastlanır bu duruma
Ebeveynler olarak arkadaş seçimi noktasında çocuğumuza evvelâ
gerekli eğitimi vermeliyiz. Evlâdımızı yetiştirirken rûhunda
açıklar bırakmamalıyız.
Evlâdımızda
bazı şeyleri eksik bırakırsak, dış ortama çıktığında yahut
bizim kontrol edemediğimiz yerlerde, suyun akışı gibi, rûhundaki
açlığı, arkadaş ortamıyla dolduracaktır. Bunun için öncelikle
evladımızın sevgi dilini bilmeliyiz.
Kimi
çocuk, sevdikleriyle temas ettiğinde mutlu olur; kucaklanmak,
okşanmak ister. Ama gel gör ki, anne böyle değildir. Çocuk,
anneye sarılınca, anne “-Kocaman
oldun, yavrum!”deyip
çocuğunu kendinden uzaklaştırır.
Hâlbuki
nebevî terbiyede dokunmak esastır. Öpmek, koklamak esastır.
Çocuk, bunu ev ortamında yaşayamazsa, ya birine dokunacak ya da
kendisine dokunulmasına müsaade edecektir. Bu da, Allah korusun,
toplumda duymaktan, görmekten imtinâ ettiğimiz hâdiselere yol
açacaktır.
Kimi
çocuk, âilesiyle vasıflı vakit geçirmekten hoşlanır. Âile
onun sevgi dilini yakalayabilirse, çocuğuna doğru yolu çizebilir.
Hatalar minimuma iner. İlişkiler sağlıklı ilerler. O yüzden
evlâdımızı tanımak, onun gönlüne giden yolları bulmak
zorundayız. Bu da anne-baba olmanın en mühim
sorumluluklarındandır.
Ergenlikte
kilit nokta, belki de budur. Ergen bir genç, hürriyeti doya doya
yaşamaya, heveslerini, ideallerini gerçekleştirmeye, kendisini
göstermeye müthiş merak duyar. Tâ ki onun elinden tutan bir el
olsun. İnsanın fıtratında yer alan “örnek alma temayülü”
ergenlikte zirveye çıkar.
Okuldaki öğretmen, komşu abla veya
amca oğlu, teyze kızı; çocuk için vazgeçilmez örnekler
olabilir. Onun gibi giyinmeye, onun okuduğu kitapları okumaya,
tesettürlü ise onun gibi başörtüsü bağlamaya yahut sivri
fikirleri olan bir insan ise, onun fikirlerini benimsemeye başlar.
Küçük
yaşından itibaren evlâdımızı “sâlih ve sâdıklarla
beraber” bulundurma hassasiyeti taşımalıyız. Bu
beraberlik, illâ fizikî beraberlik olmayabilir. Meselâ
şehrimizdeki enbiyâ, evliyâ yahut tarihî şahsiyetlerin kabir ve
türbelerini ziyaret etmeli, yavrularımıza onların sevgisini
aşılamalıyız
Sohbet
ortamları,“vasıflı”arkadaş ortamları, ilim
meclisleri; çocuğumuzu küçük yaşta götürmemiz gereken
yerlerdir. Sohbette durmasa, ağlasa da belki diğer odaya geçip
yavrumuzun gönlünü alarak sakinleştiririz. Bir-iki denemeden
sonra sohbetin, ilim meclisinin feyiz ve bereketi o körpe yüreği
sarar.
Böyle
bir ortamda yetişen evlat, ergenliği de gençliğini de yaşından
beklenen bir olgunluk ve sâkinlikle geçirir. Küçük yaşlardan
itibaren evlâdını güzel ortamlarda yetiştiren anne-babalar da
ergenlik paniğine girmez,“Neyi, nasıl yapsam?” derdine
düşmez. Çünkü kişilik ve kimliğini oluşturan tohumlar, tam
vaktinde doğru insanların elinde ve doğru ortamlarda atılmıştır.
Burada
zikretmiş olduğumuz sohbet ortamı ilim meclisleri camilerdir cami
dışında camiden daha büyük sohbet ortamı ilim meclisi olamaz
Çocuklarımızı küçük yaşlarda camiyle cami cemaati ile
tanıştıralım ki ileride başka cemaatlere tarikatlara bir takım
kimliği belirsiz yerlere müptela olmasın aklı ilmini dinini başka
şahıslara şarlatanlara gidip götürüp satmasın bir tane herifin
peşine takılıp onun her söylediği sözü tasdik etmesin inşallah
Günümüzde
çocuklarımızı etiketli, isim yapmış, pahalı okullara
göndermeye dair bir merak var. Eğitimde kalite, elbette olmazsa
olmaz bir ihtiyaçtır. Fakat bu kalitenin içinde aramamız gereken
öncelikli bazı hususlar yok mudur? Meselâ öğretmeni namaz kılan
bir insan mıdır? İslâm’ı ne kadar sever, ne kadar temsil eder?
Bunun derdine hiç düşüyor muyuz?
Yoksa ne kadar kitap okutan, kaç
tane soru bankası bitirten öğretmen var; öncelikle bunların
peşinden mi gidiyoruz?! Öğretmen merhametli mi, yoksa egosu
kabarmış, kariyer derdine mi düşmüş? Buna hiç bakıyor muyuz?
Çocuğumuzu nelerle meşgul ediyoruz?
Her
insanın yaratılış özellikleri farklıdır. Kimi çocuk sanata
meyillidir, kimi spora, kimi fikrî-ilmî mevzulara kafa yorar.
Çocuğumuzu tanıyıp fark edebilmek esastır. Bunu da en iyi
başarabilen, ebeveyndir, özellikle annedir.
Çocuğumuzu
istîdâdı ölçüsünde, hayırlı meşguliyetlere alıştırmalıyız.
Bu, onu hem maddî hem mânevî mânâda diri tutar, kendisine
pozitif enerji ve artı bir değer olarak döner, hem de boş vakit
gibi mânâsız bir mefhumu olmaz çocuğun Bir işten başka bir işe
yönelmenin Kur’ânî güzelliğini hissedip hissettirir.
Nebevî
terbiyeye uyarak evlat yetiştirme yolunda adımlar atarsak, Rabbimiz
bu adımları bereketlendirecek; bire onla, bire yedi yüzle karşılık
verecektir.
Her
ne yaparsak yapalım, bebeklikten çıkar çıkmaz çocuğumuza
uygulama yaptırmaya başlayalım. En azından o duyguyu tattıralım
ki, taklit tahkike dönüşsün. Namaz kılma uygulamasını,
abdesti, tekne orucunu; anneler, tesettürü tanıtma çalışmalarını
henüz okul öncesi dönemde başlatmalıdırlar.
“Daha
küçük!” sözü, çok büyük bir sözdür. Sonra“Dövsem
de anlamıyor!”serzenişleri alır başını gider. Hele
ki ergen için dayak, aslâ bir eğitim aracı olarak
kullanılmamalıdır. Ters tesir de oluşturur.
Bilhassa
ibadetlerde bu yola başvurulmamalı, bu yöndeki hadîsi doğru
tercümelerden açıklamalarıyla tekrar tekrar okuyarak“toplumsal
ezber”bozulmalıdır. Küçükken yapılacak şeyler,
zaten alıştırma maksatlıdır. Zira onlar henüz mükellef
değildir. Mükellefliğe yapılacak yatırımlardır. Tohum atmak
gibi düşünülebilir.
Tekrar
hatırlatalım ki, bu dönem geçicidir, er veya geç bitecektir.
Sağduyuyu kaybetmeden, çocuğumuzla yakından alâkadar olarak
geçirilecek bir ergenlik, sağlıklı yuvaların kurulmasına, güzel
âilelerin oluşmasına da çok sağlam bir temel oluşturacaktır.
Rabbimiz,
bizi ve neslimizi zamanın kötülüklerinden muhafaza buyursun.
İnşallah
Hayırla
Kalın Allah'a Emanet Olun
Araştırmacı
İlahiyatçı Eğitimci Yazar
Salih
Kebapçı Twitter.com @Salihkebapcii
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder