Kuranı
kerimde namazlarını kılan ve zekatlarını veren müminler Allah'ın peygamberin ve
müminlerin dostu olduğu maide suresinin 55.ayetinde Yüce Allah'ın zekatını
verenlere Merhamet edeceği Araf suresinin 156.ayetinde ve Tevbe suresinin
71.ayeti kerimesinde firdevs cennetine koyacağını Müminun suresinin ilk
ayetlerinde ve en büyük en değerli müfakatı vereceğini ise Nisa suresinin
162.ayetinde rum suresinin 39.ayetinde lokman suresinin 3 ve 4.Ahzab suresinin
35.ayetinde mücadele suresinin 17.ayetinde bildirmektedir
Sevgili
Allah'ımız bakara suresinin 277.ayeti kerimesinde şöyle buyurmaktadır
إِنَّ الَّذِينَ آمَنُواْ وَعَمِلُواْ الصَّالِحَاتِ وَأَقَامُواْ الصَّلاَةَ وَآتَوُاْ الزَّكَاةَ لَهُمْ أَجْرُهُمْ عِندَ رَبِّهِمْ
وَلاَ خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلاَ هُمْ يَحْزَنُونَ
İnnellezîne
âmenû ve amilûs sâlihâti ve ekâmûs salâte ve âtevûz zekâte lehum ecruhum inde
rabbihim, ve lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn
İman
edip iyi işler yapan, namaz kılan ve zekât verenler var ya, onların mükâfatları
Rableri katındadır. Onlara korku yoktur, onlar üzüntü de
çekmezler
Diğer
bir ayeti kerimede Sevgili Allah'ımız lokman suresinin 3 ve 4.ayetlerinde ise
şöyle buyurmaktadır
هُدًى وَرَحْمَةً لِّلْمُحْسِنِينَ الَّذِينَ يُقِيمُونَ الصَّلَاةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكَاةَ وَهُم بِالْآخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ
Huden
ve rahmeten lil muhsinîn Ellezîne yukîmûnes salâte ve yu’tûnez zekâte ve hum
bil âhırati hum yûkinûn
Bunlar,
iyi davranan kimseler için rahmet ve doğru yol rehberi olan hikmetli Kitap'ın
ayetleridir O kimseler, namazı kılarlar, zekâtı verirler; onlar ahirete de
kesin olarak iman ederler
Kuranı
kerimde zekatın önemini anlatan bir başka ayeti kerime ise bakara suresinin
177.ayeti uzun olduğu için yazamıyorum arzu eden kardeşlerim baksın inşallah
Kuranda
zekatını önemini anlatan başka bir ayette sevgili Allah'ımız şöyle buyuruyor
Müminun suresinin ilk ayetlerinde
قَدْ أَفْلَحَ الْمُؤْمِنُونَ
Kad
eflehal mu’minûn
Gerçekten
müminler kurtuluşa ermiştir
الَّذِينَ هُمْ فِي صَلَاتِهِمْ خَاشِعُونَ
Ellezîne
hum fî salâtihim hâşiûn
Onlar
ki, namazlarında huşû içindedirler
وَالَّذِينَ هُمْ عَنِ اللَّغْوِ مُعْرِضُونَ
Vellezîne
hum anil lagvi mu’ridûn
Onlar
ki, boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler
وَالَّذِينَ هُمْ لِلزَّكَاةِ فَاعِلُونَ
Vellezîne
hum liz zekâti fâilûn
Onlar
ki, zekâtı verirler
Muhsinler
mütakkiler ve sadıklar zümresinde yer almak kurtuluşa ermek isteyen çalışan
Müslüman namazını kılar zekatını da verir kardeşlerim
Kuran
ve sünnette zekat vermenin teşvik edilmesine karşılık namaz kılmaya ve zekat
vermeye engel olmak kınanmaktadır
Sevgili
Allah'ımız hac suresinin 41.ayeti kerimesinde şöyle buyuruyor
الَّذِينَ إِن مَّكَّنَّاهُمْ فِي الْأَرْضِ أَقَامُوا الصَّلَاةَ وَآتَوُا الزَّكَاةَ وَأَمَرُوا بِالْمَعْرُوفِ وَنَهَوْا عَنِ الْمُنكَرِ وَلِلَّهِ عَاقِبَةُ الْأُمُورِ
Ellezîne
in mekkennâhum fîl ardı ekâmûs salâte ve âtevuz zekâte ve emerû bil ma’rûfi ve
nehev anil munker ve lillâhi âkıbetul umûr
Onlar
(o müminler) ki, eğer kendilerine yeryüzünde iktidar verirsek namazı kılar,
zekâtı verirler, iyiliği emreder ve kötülükten nehyederler İşlerin sonu Allah'a
varır
Kuranı
kerimde müşrikler kötülenirken onların niteliklerinden bir tanesi de zekatı
vermemek olduğunu Sevgili Allah'ımız şu ayetle bildiriyor fussilet suresinin 6
ve 7.ayetleri
قُلْ إِنَّمَا أَنَا بَشَرٌ مِّثْلُكُمْ يُوحَى إِلَيَّ أَنَّمَا إِلَهُكُمْ إِلَهٌ وَاحِدٌ فَاسْتَقِيمُوا إِلَيْهِ وَاسْتَغْفِرُوهُ وَوَيْلٌ لِّلْمُشْرِكِينَ
Kul
innemâ ene beşerun mislukum yûhâ ileyye ennemâ ilâhukum ilâhun vâhidun
festekîmû ileyhi vestagfirûhu, ve veylun lil muşrikîn
De
ki: Ben de ancak sizin gibi bir insanım. Bana ilâhınızın bir tek İlâh olduğu
vahy olunuyor. Artık O'na yönelin, O'ndan mağfiret dileyin. Ortak
koşanların vay haline!
الَّذِينَ لَا يُؤْتُونَ الزَّكَاةَ وَهُم بِالْآخِرَةِ هُمْ كَافِرُونَ
Ellezîne
lâ yu’tûnez zekâte ve hum bil âhirati hum kâfirûn
Onlar
zekâtı vermezler; ahireti inkâr edenler de onlardır.
Zekat
vermeyen bir zengin Allah'ın geniş rahmetini de Allah ve rasulünün dostluğunu da
hak etmez kardeşlerim
Zira
yüce Allah rahmetini vaat ettiği kimseler arasında zekatını verenleri de
zikretmiştir araf suresi 156.ayet ve maide suresi 55.ayette
Sevgili
Allah'ımız Araf suresinin 156.ayetinde şöyle buyurmaktadır
وَاكْتُبْ لَنَا فِي هَذِهِ الدُّنْيَا حَسَنَةً وَفِي الآخِرَةِ إِنَّا هُدْنَا إِلَيْكَ قَالَ عَذَابِي أُصِيبُ بِهِ مَنْ أَشَا
وَرَحْمَتِي وَسِعَتْ كُلَّ شَيْءٍ فَسَأَكْتُبُهَا لِلَّذِينَ يَتَّقُونَ وَيُؤْتُونَ الزَّكَاةَ وَالَّذِينَ هُم بِآيَاتِنَا يُؤْمِنُونَ
Vektub
lenâ fî hâzihid dunyâ haseneten ve fîl âhırati innâ hudnâ ileyke, kâle azâbî
usîbu bihî men eşâu ve rahmetî vesiat kulle şey’in fe se ektubuhâ lillezîne
yettekûne ve yu’tûnez zekâte vellezîne hum bi âyâtinâ yu’minûn
Bize,
bu dünyada da iyilik yaz ahirette de. Şüphesiz biz sana döndük.» Allah buyurdu
ki: Kimi dilersem onu azabıma uğratırım rahmetim ise her şeyi kuşatır. Onu,
sakınanlara, zekâtı verenlere ve âyetlerimize inananlara yazacağım.
Sevgili
Allah'ımız maide suresinin 55.ayetinde ise şöyle buyurmaktadır
إِنَّمَا وَلِيُّكُمُ اللّهُ وَرَسُولُهُ وَالَّذِينَ آمَنُواْ الَّذِينَ يُقِيمُونَ الصَّلاَةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكَاةَ وَهُمْ رَاكِعُونَ
İnnemâ
veliyyukumullâhu ve resûluhu vellezîne âmenûllezîne yukîmûnes salâte ve
yu’tûnez zekâte ve hum râkıûn
Sizin
dostunuz (veliniz) ancak Allah'tır, Resûlüdür, iman edenlerdir; onlar ki
Allah'ın emirlerine boyun eğerek namazı kılar,zekâtı verirler
Cenabıhak
vermiş olduğumuz ve vereceğimiz tüm zekatlarımızı sadakalarımızı ve rızası
yolunda yapacağımız infaklarımızı yüce katında en güzel şekilde yapabilmeyi ve
makbul olmasını nasip eylesin inşallah