Sır saklamak bir irade imtihanıdır Bu imtihanı kazanmayan hayatta hiçbir imtihanı kazanamaz | Hazreti Ali

20 Temmuz 2016 Çarşamba

İŞİN EHLİ OLANLARA VERİLMEMESİ VE İŞ HAYATINDA KUL HAKKINA GİREN DAVRANIŞLAR

Günümüzde en mühim meselelerden bir tanesi işin ehli olan kimselere verilmemesidir yüce Allah kuranı kerimde nisa suresinde işin ehli olanlara verilmesini emreder nitekim sevgili peygamber efendimiz sallahu aleyhi ve selem efendimiz ise hadisi şeriflerinde işin ehli olanlara verilmesini bildiriyor
Maalesef zaman içerisinde görüyoruz ki işler ehli olanlara değil ehil olmayan ama birilerinin adamı olan birilerinin diğerinden çıkarı olduğu kimselere verildiğini görmekteyiz oysa Allah Teala bizlere işi ehli olanlara yani dünya hayatındaki emanetçisi olduğumuz işleri ehli olanlara hak edenlere verilmesini emretti ne yazık ki bizler birer Müslüman birer mümin bir kul ve birer ümmet olarak bu şuura erişmiş değiliz rabbim bizlere bu şuuru nasip eylesin inşallah
Çalışmakta olduğumuz işlerimizin dünya hayatında bizler emanetçisi konumundayız aynı şekilde makam mevki unvanın da bekçisi emanetçisi konumundayız emanetçisi olduğumuz işleri teslim ederken ehli olanlara emanet edilmesi hususuna riayet etmeliyiz
Yani bu iş benim işim değil bu makam mevki benim değil istediğimi bu işe getirebilirim şuuru ile bir Müslüman hareket etmemelidir edemez ister işler bizim işimiz olsun ister başkasının mühim olan o işe ve makama helal getirmek onu kötüye kullanmak gerekir
Bizlere makamlar mevkiler unvanlar idarecilik yöneticilik gibi emanetçisi olacağımız işler verildiği zaman makama mevkiye unvana bulunduğumuz konuma zarar getirmeyecek söz söyletmeyecek şekilde davranmalıyız bizlere makamlara mevkiler emanet edildiği zaman bunu suiistimal etmemeliyiz görevi kötüye kullanmaya tevessül etmemeliyiz unutmamalıyız ki bir gün öleceğiz ve bu emanetçisi olduğumuz dünya hayatının hesabını alemlerin rabbi olan Allah Teala hazretlerine vereceğiz.

Şöyle bir baktığımız zaman herhangi gibi makama mevkiye unvana yöneticilik ve idarecilik konumuna gelmiş olanların işleri ehli olan kimselere vermediklerine şahit olmaktayız öyle değil mi?
Her ne hikmetse makam mevki unvan verilmiş idarecilik yöneticilik taltif edilmiş kimselerin işi ehli olanlara vermemesi tesadüf mü yoksa bizim bilmediğimiz ilimlerimizin yetmediği hikmetleri mi var acaba merak ediyorum

Müslüman bir kişi idarecilik makamına mevkisine konumuna veya unvana getirildiği vakit kendi arkadaşlarını ailesini dostlarını hatta komşularını çocuklarını torunlarını bulunduğu yere yerleştirme anlayışından vazgeçmelidir lakin bu durum ancak adalet duygusuyla çözülebilir adalet duygusu gelişmemiş veya az gelişmiş kimselerin bunu başarması muvaffak olması mümkün değildir

Müslüman bir kişi bulunduğu konumu itibariyle hangi makamda hangi unvanda ve hangi mevkide olursa olsun adaletle eşitlikle hareket etmeli Allah korkusuyla davranmalıdır kul hakkından sakınmalıdır işleri kendi eş dost akraba ve komşularına vermek yerine hak eden kazanan kişilere vermesi gerekir adaletle hükmetmelidir

Müslümana bir makam bir mevki tevdi edildiği zaman hemen koşup kendi eş dost arkadaş kardeş evlat komşu ve torunlarını işe almak için fırsat beklemelidir doğruluk adalet eşitlik ve kul hakkına riayet etmelidir Allah korkusuyla görevini ifa etmelidir

Malum haliniz ülkemizde devlet memuru olabilmek için çeşitli imtihanlar yapılıyor bir çok gencimiz kardeşlerimiz bizler de dahil olmak üzere imtihanlara iştirak ediyor lakin masa altı oyunları diye tabir edilen torpil imtiyaz referans adı altında olaylara kurban gidiyor ülkemizde her yıl yapılan imtihanlarda milyonlarca gencimizin kardeşlerimizin emekleri çalınıyor hakları ellerinden gidiyor

Ülkemizde özellikle siyasetin etkin olduğu yerlerde bir çok kul hakkı yeniyor emekler zayi ediliyor haklar çalınıyor ve mağdurlar artıyor imtihanlar yapılıyor ama kimse yapılan imtihanlara itimat etmiyor ve diyor ki arkası adamı amcası dayısı olan işini getirecek bizler ise mağdur olmaya kaldığımız yerden devam edeceğiz evet gerçekten de öyle siyasetin etkin olduğu yerlerde işler ehli olanlara verilmez kul hakları yenir adalet eşitlik ortadan kalkar kimsenin devlete ve imtihanlara itimadı kalmaz.

Bakıyoruz ki ülkemizde her meslekten atama bekleyen kardeşlerimiz var lakin ülke yöneticilerimiz atama bekleyen kardeşlerimize yönelik değil kendi etraflarında bulunan kimselere yönelik çalışmalar yaptığını görüyoruz. İmtihanlara giren emek harcayan kardeşlerimizin emekleri çabaları ve çalışmaları her sene heba ediliyor bunun kıyamet günü hesabı olduğunu hiç kimse aklından çıkarmasın
Nitekim hadisi şerife göre işin liyakat sahipleri dururken işi yakınlık sebebiyle daha ehliyetsiz liyakat sahibi olmayanlar kimselere verilmesinin Allah’a resulüne ve bütün Müslümanlara ihanet etmiş olduklarını haber veriyor bu hadisi şerife azami derecede devlet yöneticileri bürokratlar işverenler yöneticiler ve idareci konumunda olanların dikkat etmesi gerekmektedir.

Milyonlarca gencimiz ve kardeşimiz atama beklerken atamanın yerinde yapılmaması işin ehli olanlara verilmemesi hakkı olmayanların görev hakkı elde etmesi işin ehliyetsiz liyakat sahibi olmayanlara verilmesi tamamen fıkıhda kul hakkına girmektedir kul hakkına giren davranışların Allah katında affı mevzu bahis değildir

Ayrıca hakkı olmadığı halde bir işi elde etmek için torpil yapmak yaptırmak veya yapılmasına aracılık etmek de kul hakkına girmektedir hakkı olmadığı halde işi alabilmek için referans aramak imtiyaz sahibi bulmak da caiz değildir kul hakkına girmektedir

Günümüzde mühim sorunların ilki işin ehli olanlara verilmemesi ikincisi ise emeklilik hakkı kazananların görevlerini atama bekleyen gençlere ve kardeşlerimize bırakmamalarıdır şöyle bir bakıyoruz kişinin emeklilik yaşı gelmiş geçmiş hala emekli olmamış buda kul hakkına girmektedir bir çok atama bekleyen kardeşlerimizin ve gençlerimizin önüne engel teşkil etmektedir özellikle kamuda belediyelerde diyanet işleri başkanlığında çok sık rastlıyoruz

Maalesef ki özellikle başta kamuda olmak üzere özel sektörde işin ehli olanlara verilmediğini emekliliği gelmiş olanların emekli olduğu halde çalışmalarına şahitlik ediyoruz bunların tamamı kul hakkıdır

İş hayatında kul hakkına giren davranışları şöyle kısaca özetleyelim

1)İşin ehli olan liyakat sahibi görev almayı hak etmiş kimselerin atama beklemesi kul hakkıdır

2)İdarecilik yöneticilik makamlarında olanların eş dost akraba komşu çocuk torun ve yakınlıkları sebebiyle ehil olmayan liyakat sahibi olmayan görevi hak etmemiş kimselere işleri emanet etmesi kul hakkıdır

3)Bir işi hakkı olmadığı halde elde etmek için yapılan torpil imtiyaz referans caiz değildir ve tümü kul hakkına girmektedir

4)İş hayatında insanların mağdur edildiği tüm haller davranışlar kul hakkına girmektedir
5)çalışana maaşını vaktinde vermemek onu sebepsiz işten çıkarmak maaşından kesinti yapmak alacağı parayı ödememek kul hakkına girmektedir

6)ülkemizde atama bekleyen gençlerimiz ve kardeşlerimiz dururken sınavsız bir şekilde kamuya personel alınması kul hakkına girmektedir şehit ve gazi yakınlarının sınavsız kura usulüyle kamuda istihdam edilmesi caiz değildir kul hakkına girmektedir neden bütün vatandaşlarımız engeliler dahil kamuda görev almak için imtihana tabii tutuluyorsa şehit ve gazi yakınlarının da formaliteden bile imtihana girmesi münasip olur

7)Kamuya fazladan personel istihdam edilmesi de caiz değildir kul hakkına ve kadro israfına girmektedir alım yapılması gereken bölümler dururken alım olmayan yerlere personel alınması israfa girmektedir
Not: Kamuyla alakalı olarak bütün söylemiş olduğumuz maddeler özel sektör içinde geçerli olduğunun bilinmesini isterim

HAYIRLA KALIN ALLAH’A EMANET OLUN

ARAŞTIRMACI İLAHİYATÇI-YAZAR SALİH KEBAPÇI @Salihkebapcii

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Görüntüleme Sayısı