Maalesef
zaman içerisinde görüyoruz ki işler ehli olanlara değil ehil olmayan ama
birilerinin adamı olan birilerinin diğerinden çıkarı olduğu kimselere
verildiğini görmekteyiz oysa Allah Teala bizlere işi ehli olanlara yani dünya
hayatındaki emanetçisi olduğumuz işleri ehli olanlara hak edenlere verilmesini
emretti ne yazık ki bizler birer Müslüman birer mümin bir kul ve birer ümmet
olarak bu şuura erişmiş değiliz rabbim bizlere bu şuuru nasip eylesin inşallah
Çalışmakta
olduğumuz işlerimizin dünya hayatında bizler emanetçisi konumundayız aynı
şekilde makam mevki unvanın da bekçisi emanetçisi konumundayız emanetçisi
olduğumuz işleri teslim ederken ehli olanlara emanet edilmesi hususuna riayet
etmeliyiz
Yani bu
iş benim işim değil bu makam mevki benim değil istediğimi bu işe getirebilirim
şuuru ile bir Müslüman hareket etmemelidir edemez ister işler bizim işimiz
olsun ister başkasının mühim olan o işe ve makama helal getirmek onu kötüye
kullanmak gerekir
Bizlere
makamlar mevkiler unvanlar idarecilik yöneticilik gibi emanetçisi olacağımız
işler verildiği zaman makama mevkiye unvana bulunduğumuz konuma zarar
getirmeyecek söz söyletmeyecek şekilde davranmalıyız bizlere makamlara mevkiler
emanet edildiği zaman bunu suiistimal etmemeliyiz görevi kötüye kullanmaya
tevessül etmemeliyiz unutmamalıyız ki bir gün öleceğiz ve bu emanetçisi
olduğumuz dünya hayatının hesabını alemlerin rabbi olan Allah Teala
hazretlerine vereceğiz.
Şöyle
bir baktığımız zaman herhangi gibi makama mevkiye unvana yöneticilik ve
idarecilik konumuna gelmiş olanların işleri ehli olan kimselere vermediklerine
şahit olmaktayız öyle değil mi?
Her ne
hikmetse makam mevki unvan verilmiş idarecilik yöneticilik taltif edilmiş
kimselerin işi ehli olanlara vermemesi tesadüf mü yoksa bizim bilmediğimiz
ilimlerimizin yetmediği hikmetleri mi var acaba merak ediyorum
Müslüman
bir kişi idarecilik makamına mevkisine konumuna veya unvana getirildiği vakit
kendi arkadaşlarını ailesini dostlarını hatta komşularını çocuklarını
torunlarını bulunduğu yere yerleştirme anlayışından vazgeçmelidir lakin bu
durum ancak adalet duygusuyla çözülebilir adalet duygusu gelişmemiş veya az
gelişmiş kimselerin bunu başarması muvaffak olması mümkün değildir
Müslüman
bir kişi bulunduğu konumu itibariyle hangi makamda hangi unvanda ve hangi
mevkide olursa olsun adaletle eşitlikle hareket etmeli Allah korkusuyla
davranmalıdır kul hakkından sakınmalıdır işleri kendi eş dost akraba ve
komşularına vermek yerine hak eden kazanan kişilere vermesi gerekir adaletle
hükmetmelidir
Müslümana
bir makam bir mevki tevdi edildiği zaman hemen koşup kendi eş dost arkadaş
kardeş evlat komşu ve torunlarını işe almak için fırsat beklemelidir doğruluk
adalet eşitlik ve kul hakkına riayet etmelidir Allah korkusuyla görevini ifa
etmelidir
Malum
haliniz ülkemizde devlet memuru olabilmek için çeşitli imtihanlar yapılıyor bir
çok gencimiz kardeşlerimiz bizler de dahil olmak üzere imtihanlara iştirak
ediyor lakin masa altı oyunları diye tabir edilen torpil imtiyaz referans adı
altında olaylara kurban gidiyor ülkemizde her yıl yapılan imtihanlarda
milyonlarca gencimizin kardeşlerimizin emekleri çalınıyor hakları ellerinden
gidiyor
Ülkemizde
özellikle siyasetin etkin olduğu yerlerde bir çok kul hakkı yeniyor emekler
zayi ediliyor haklar çalınıyor ve mağdurlar artıyor imtihanlar yapılıyor ama
kimse yapılan imtihanlara itimat etmiyor ve diyor ki arkası adamı amcası dayısı
olan işini getirecek bizler ise mağdur olmaya kaldığımız yerden devam edeceğiz
evet gerçekten de öyle siyasetin etkin olduğu yerlerde işler ehli olanlara
verilmez kul hakları yenir adalet eşitlik ortadan kalkar kimsenin devlete ve
imtihanlara itimadı kalmaz.
Bakıyoruz
ki ülkemizde her meslekten atama bekleyen kardeşlerimiz var lakin ülke
yöneticilerimiz atama bekleyen kardeşlerimize yönelik değil kendi etraflarında
bulunan kimselere yönelik çalışmalar yaptığını görüyoruz. İmtihanlara giren
emek harcayan kardeşlerimizin emekleri çabaları ve çalışmaları her sene heba
ediliyor bunun kıyamet günü hesabı olduğunu hiç kimse aklından çıkarmasın
Nitekim
hadisi şerife göre işin liyakat sahipleri dururken işi yakınlık sebebiyle daha
ehliyetsiz liyakat sahibi olmayanlar kimselere verilmesinin Allah’a resulüne ve
bütün Müslümanlara ihanet etmiş olduklarını haber veriyor bu hadisi şerife
azami derecede devlet yöneticileri bürokratlar işverenler yöneticiler ve
idareci konumunda olanların dikkat etmesi gerekmektedir.
Milyonlarca
gencimiz ve kardeşimiz atama beklerken atamanın yerinde yapılmaması işin ehli
olanlara verilmemesi hakkı olmayanların görev hakkı elde etmesi işin ehliyetsiz
liyakat sahibi olmayanlara verilmesi tamamen fıkıhda kul hakkına girmektedir
kul hakkına giren davranışların Allah katında affı mevzu bahis değildir
Ayrıca
hakkı olmadığı halde bir işi elde etmek için torpil yapmak yaptırmak veya
yapılmasına aracılık etmek de kul hakkına girmektedir hakkı olmadığı halde işi
alabilmek için referans aramak imtiyaz sahibi bulmak da caiz değildir kul
hakkına girmektedir
Günümüzde
mühim sorunların ilki işin ehli olanlara verilmemesi ikincisi ise emeklilik
hakkı kazananların görevlerini atama bekleyen gençlere ve kardeşlerimize
bırakmamalarıdır şöyle bir bakıyoruz kişinin emeklilik yaşı gelmiş geçmiş hala
emekli olmamış buda kul hakkına girmektedir bir çok atama bekleyen
kardeşlerimizin ve gençlerimizin önüne engel teşkil etmektedir özellikle kamuda
belediyelerde diyanet işleri başkanlığında çok sık rastlıyoruz
Maalesef
ki özellikle başta kamuda olmak üzere özel sektörde işin ehli olanlara
verilmediğini emekliliği gelmiş olanların emekli olduğu halde çalışmalarına
şahitlik ediyoruz bunların tamamı kul hakkıdır
İş
hayatında kul hakkına giren davranışları şöyle kısaca özetleyelim
1)İşin ehli olan liyakat sahibi görev almayı hak etmiş kimselerin
atama beklemesi kul hakkıdır
2)İdarecilik yöneticilik makamlarında olanların eş dost akraba komşu
çocuk torun ve yakınlıkları sebebiyle ehil olmayan liyakat sahibi olmayan
görevi hak etmemiş kimselere işleri emanet etmesi kul hakkıdır
3)Bir işi hakkı olmadığı halde elde etmek için yapılan torpil
imtiyaz referans caiz değildir ve tümü kul hakkına girmektedir
4)İş hayatında insanların mağdur edildiği tüm haller davranışlar kul
hakkına girmektedir
5)çalışana maaşını vaktinde vermemek onu sebepsiz işten çıkarmak
maaşından kesinti yapmak alacağı parayı ödememek kul hakkına girmektedir
6)ülkemizde atama bekleyen gençlerimiz ve kardeşlerimiz dururken
sınavsız bir şekilde kamuya personel alınması kul hakkına girmektedir şehit ve
gazi yakınlarının sınavsız kura usulüyle kamuda istihdam edilmesi caiz değildir
kul hakkına girmektedir neden bütün vatandaşlarımız engeliler dahil kamuda
görev almak için imtihana tabii tutuluyorsa şehit ve gazi yakınlarının da
formaliteden bile imtihana girmesi münasip olur
7)Kamuya fazladan personel istihdam edilmesi de caiz değildir kul
hakkına ve kadro israfına girmektedir alım yapılması gereken bölümler dururken
alım olmayan yerlere personel alınması israfa girmektedir
Not: Kamuyla alakalı olarak bütün söylemiş olduğumuz maddeler özel
sektör içinde geçerli olduğunun bilinmesini isterim
HAYIRLA KALIN ALLAH’A EMANET OLUN
ARAŞTIRMACI İLAHİYATÇI-YAZAR SALİH KEBAPÇI @Salihkebapcii
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder