Sehiv
secdesi; "yanılma ve unutma secdesi" demektir. Namazın
farzlarından birinin tehiri (geciktirilmesi) veya vaciplerden birini
terk ve ya tehiri halinde yapılması gerekir.
Şöyle
yapılır:
Son
oturuşta yalnız "Tahiyyat" okunduktan sonra iki tarafa
selam verilir. Ondan sonra "Allahu Ekber" denilerek secdeye
varılıp üç kere " Sübhane Rabbiye'l-alâ " okunur.
sonra "Allahu Ekber" denilerek kalkılır. Bir tesbih
miktarı duraklamadan sonra tekrar "Allahu Ekber" deyip
ikinci secdeye varılır. Yine üç kez " Sübhane Rabbiye'l-alâ
" okunduktan sonra "Allahu Ekber" denilerek kalkılır
ve oturulur. Tahiyyat, Salli-Barik ve"Rabbena atina" okunup
önce sağ tarafa sonra da sol tarafa selâm verilir.(1)
Mesela;
Vitir namazında Kunut dualarını unutmak, Fatiha'dan sonra zamm-ı
sure okunması gereken yerde zamm-ı sureyi okumadan rükûa gitmek,
birinci tahiyyâta oturmayı unutmak, namazda secde ayeti okunduğu
zaman secde etmemek gibi durumlarda vacip terk edildiği için sehiv
secdesi gerekir.
Üç
veya dört rekatlı farz namazlar ile vitir namazında ikinci
rekattan sonra tahiyyat'ı okuduktan sonra hemen ayağa kalkmayıp
"Salli-Barik okuduktan sonra ayağa kalkmak, Fatiha'yı okumadan
zamm-ı sureyi okuyup daha sonra fatihayı okumadığını hatırlayıp
Fatiha'yı okumak, gibi durumlarda ise vacip tehir edildiği için
yine sehiv secdesi gerekir.
Sehiv
secdesi yapılması gereken durumda unutup selam verilirse namazın
yeniden kılınması gerekmez.
Büyük
İslam ilmihali. Ömer Nasuhi BİLMEN. sayfa 181
Hanefi
Mezhebine Göre Sehiv Secdesini Gerektiren Haller:
1
- Fâtiha'dan sonra zamm-ı sûre okumadan rükû'a gitmek. Rükû'da
iken hatırlarsa, doğrulup sûreyi okur, sonra tekrar rükû'a
gider. Namazın sonunda da sehiv secdesi yapar.
2
- Unutarak Fâtiha'yı iki kere okumak.
3
- Vitir namazlarının tekbir ve kunut duasını unutmak. Rükû'da
iken hatırlasa, doğrulup kunut okumaz. Sonunda sehiv secdesini
yapmakla yetinir.
4
- Dört rek'atlı namazlarda, iki rek'at kıldıktan sonra oturmayı
unutarak üçüncü rek'ata kalkmak, yani, ilk oturuşu terketmek. Bu
durumda bakılır: Eğer namazı kılan kişi tamamen kalkmış veya
kalkmaya daha yakın bir durumda ise, oturmaz; namazı bitirip
sonunda sehiv secdesi yapar. Eğer oturmaya daha yakın bir halde
ise, oturur; sonunda da sehiv secdesi yapmaz. Tam kalktıktan sonra
oturmak ise, namazı bozar.
5
- Birinci oturuşta Tehıyyât'ı okuduktan sonra hemen kalkmayıp
salâvatları ve duaları okumak yahut da bir rükün edâ edecek
kadar gecikmek. Bu durumda eğer salâvattan okunan kısım bir cümle
teşkil eder ise (Allahümme salli alâ Muhammedin demek gibi)
namazın sonunda sehiv secdesi yapılır. Fakat okunan kısım bir
cümle teşkil etmemişse, sehiv secdesine gerek yoktur.
6
- Dört rek'atlı farz namazlarda, son rek'atta oturmaksızın
beşinci rek'ata kalkılacak olsa, beşinci rek'atın kıyam, kırâet
ve rükû'u tamamlanıp secdeye gidilmedikçe, dönüp tekrar
oturulur. Tehıyyâtdan sonra selâm verilip sehiv secdesi yapılır.
Çünkü bu durumda farz olan son oturuş te'hire uğramıştır.
Fakat beşinci rek'at için secde yapılmış olursa, bu namaz
nâfileye döner. Artık buna bir rek'at daha ilâve ederek, 6
rek'atlık bir nâfile namazı kılınmış olur. Dolayısıyla sehiv
secdesi de gerekmez. O farzı yeniden kılması gerekir.
7
- Dört rek'atlı bir farz namazın son ka'desinde teşehhüd miktarı
oturduktan sonra kalkan kimse, hemen oturup selâm verir. Tekrar
Tehıyyat okumasına gerek yoktur. Hâtta oturmadan ayakta bile selâm
verebilir. Zira farz olan oturuşu yapmıştır. Yalnız ayakta selâm
vermekle sünneti terketmiş olur. Sonunda ayrıca sehiv secdesi de
lâzımdır. Çünkü selâm te'hire uğramıştır.
8
- İmama sonradan yetişen kimse, kendi kıldığı rek'atlar içinde
hatâ yaparsa, o hatâsı için sehiv secdesi yapar.
9
- İmamın, açıktan okuması vâcib olan yerlerde gizli; gizli
okuması vâcib olan yerlerde de açık okuması... Meselâ öğle
namazında Fâtiha ve zamm-ı sûreyi sesli okuması, akşam
namazında da içinden okuması gibi. Namazdaki tesbih ve tekbirlerin
cehren okunması, sehiv secdesini icab ettirmez.
10
- Namaz içinde Fâtiha okunduktan sonra hangi âyet veya sûreyi
okuyacağı bir müddet tefekkür edilse, sehiv secdesi icab eder.
Çünkü vâcib te'hire uğramıştır. Bu süre bir ayet okuyacak
kadar veya bir rükü ve ya secde yapacak kadar bekleme süresi esas
alınır.
Bir rüknü veya bir vacibi yerine getirirken meydana gelecek bir dalgınlık ve bir düşünce ise, sehiv secdesi gerektirmez.
Bir rüknü veya bir vacibi yerine getirirken meydana gelecek bir dalgınlık ve bir düşünce ise, sehiv secdesi gerektirmez.
11
- Ta'dîl-i erkânın terki, sehiv secdesini gerektirir.
12
- Namazda sehiv secdesini icab eden birkaç hatâdan dolayı tek
sehiv secdesi yeterlidir.
13
- Herhangi bir namazın bir rüknünü tekrar etmek, sehiv
secdelerini gerektirir. Bir rekatta iki defa rükü veya üç defa
secde yapılması gibi. Birinci ve ikinci rekatlarda Fatiha'nın
tekrarlanarak okunması veya arka arkaya okunması veya rüku, secde
ve teşehhüdde Kur'an okunması da böyledir. Fakat üçüncü veya
dördüncü rekatlarda Fatiha'nın iki defa okunması
veya bunlarda Fatiha ile beraber başka bir surenin de okunması
yahut yalnız başka bir sürenin okunması sehiv secdelerini
gerektirmez. Çünkü bu takdirde bir vacib terk edilmiş veya
geciktirilmiş ve Kur'an da meşru olan yerin başkasında okunmuş
olmaz. Ancak bu halde rekatlar, önceki, rekatlarden daha fazla
uzatılmış ve cemaata da ağırlık verilmiş olursa, kerahetten
korunmuş olmaz.
Sehiv
secdesinde, iki secde ile Tehıyyât'ı okumak ve selâm vermek
vâcibdir. Tehıyyât'dan sonraki salâvat ve dualar ve secdedeki
tekbirler ve tesbihler ise sünnettir.
*
Bir namaz içinde, o namazın rek'atları sayısında şüphe etmek,
namaz kılan kimse vesveseli biri değilse, kılınan namazı iptâl
eder. Yeniden kılmak gerekir. Nitekim vakit varken, namazı kılıp
kılmadığında tereddüd eden de o namazı kılar. Namazı
tamamladıktan sonra rek'at sayısında şüpheye itibar yoktur.
Ancak noksan kıldığını kesin olarak anlarsa namazı yeniden
kılar.