İnsanoğlunun
hayatta en çok arzu ettiği şeylerden biri başını sokacak bir
yere sahip olmaktır. Ardından da onu paylaşacağı; yanına yoldaş
olacak, yalnızlığını gideren nefes olacak, yardım edecek biri
olsun ister. Bir çatı ve bir de onu birlikte ayakta tutacak sağlam
bir arkadaş
Temel
atılır, aile kurulur fakat insanın ileride yalnız kalmama
hayalleri bitmez. Bu sefer de bir evladı olsun nesli devam etsin;
yaşlandığında elinden tutacak, ona sahip çıkacak bir çocuğu
olsun ister.
Bu istekler ve duygular son derece insani ve fıtridir. Yaygın bir söylem vardır; çocuk imtihan demektir.
Bu istekler ve duygular son derece insani ve fıtridir. Yaygın bir söylem vardır; çocuk imtihan demektir.
İnsanoğlu;
sahip olacağı çocuğun hayatı boyunca başına sıkıntı
olabilme ihtimaline rağmen evinin neşe kaynağı olacak, soyunu
sürdürecek geleceği olması ümidi ile illa da bir çocuğu olsun
ister.
Çocuk hem gelecektir hem de ölümünden sonra anne babaların geride bıraktıkları dua eden miraslarıdır.
Çocuk hem gelecektir hem de ölümünden sonra anne babaların geride bıraktıkları dua eden miraslarıdır.
Çocuk
sahibi olmayı istemek peygamber dualarında da yer almıştır.
Bunun en güzel örneği Hz. Zekeriya’dır.
“Zekeriya’yı da hatırla. Hani o, Rabbine, ‘Rabbim! Beni tek başıma bırakma. Sen vârislerin en hayırlısısın.’ diye dua etmişti.” (Enbiya, 21 /89.),
“Orada Zekeriya Rabbine dua etti: ‘Rabbim! Bana katından temiz bir nesil bahşet. Şüphesiz sen duayı hakkıyla işitensin.’ dedi.” (Âl-i İmran, 3/38.)
“Zekeriya’yı da hatırla. Hani o, Rabbine, ‘Rabbim! Beni tek başıma bırakma. Sen vârislerin en hayırlısısın.’ diye dua etmişti.” (Enbiya, 21 /89.),
“Orada Zekeriya Rabbine dua etti: ‘Rabbim! Bana katından temiz bir nesil bahşet. Şüphesiz sen duayı hakkıyla işitensin.’ dedi.” (Âl-i İmran, 3/38.)
Allah (c.c.) da, “Biz de onun duasını kabul ettik ve kendisine Yahya’yı bağışladık. Eşini de kendisi için, (doğurmaya) elverişli kıldık. Onlar gerçekten hayır işlerinde yarışırlar, (rahmetimizi) umarak ve (azabımızdan) korkarak bize dua ederlerdi. Onlar bize derin saygı duyan kimselerdi.” (Enbiya, 21/90.) buyurmuştur.
Yine Hz. İbrahim’in Rabbine ‘salih çocuk’ duasına karşılık Cenab-ı Hak ona halim bir evlat, İsmail’i bahşetmiştir. (Saffat, 37/101.)
Nihayet,
Hz. İbrahim’in hasretle yolunu gözlediği çocuğu İsmail
dünyaya geldikten kısa süre sonra imtihan başlamış ve Rabbinin
izniyle çocuğunu annesiyle birlikte yapayalnız ekin bitmez bir
vadide bırakıp dönmek zorunda kalmıştır. Böylece Hz. Hacer,
anne olarak bu imtihanı devralmıştır.
Küçücük
çocuğuyla çölün ortasında Yaratan’a tevekkülden başka
çaresi olmayan bir anne olarak ayağa kalkmış ve yürümüştür.
Çaresizlik ve ümitle kâh yürüyen kâh koşan Hz. Hacer; gayreti,
sabrı ve tevekkülü ile imtihanını başarmıştır. Başta
varlığıyla dert ve zor bir imtihan gibi gözüken çocuğu;
sonunda hayırla neticelenmiş, zemzem ile bereketlenmiştir.
Allah
(c.c.), Kur’an’da malların ve evlatların birer imtihan aracı
olduklarına dikkat çekerek kendi rızası doğrultusunda kalındığı
sürece alınacak ecrin büyük olduğunu ifade etmiştir. (Enfal,
8/28; Teğâbun, 64 /15.)
Başka bir ayette de çocukların ebeveynlerinin aleyhine olabileceklerini ifade ederek (Teğabün, 64/14.) onlardan sakınmalarını ama affedip, kusurlarını başlarına kakmadan, hoşgörü ve bağışlamayı tavsiye etmiştir.
Başka bir ayette de çocukların ebeveynlerinin aleyhine olabileceklerini ifade ederek (Teğabün, 64/14.) onlardan sakınmalarını ama affedip, kusurlarını başlarına kakmadan, hoşgörü ve bağışlamayı tavsiye etmiştir.
Peygamber
dualarından; bu imtihanı kazanabilmek için temiz bir nesil, salih
bir çocuk istemenin önemli olduğu anlaşılıyor.
Diğer yandan çocuk sahibi olmanın sıkıntılı bir imtihan olduğunu bilerek evlat kaygıları yüzünden Allah’a itaat ve ibadetten, O’na olan sevgi ve saygıdan uzak kalınmamalıdır.
Diğer yandan çocuk sahibi olmanın sıkıntılı bir imtihan olduğunu bilerek evlat kaygıları yüzünden Allah’a itaat ve ibadetten, O’na olan sevgi ve saygıdan uzak kalınmamalıdır.
Çocuk
sahibi olmak ve onlar için çalışıp rızıklarını helalinden
temin etmek gerekir. Onlara rızık temin edeyim derken meşru
olmayan yollara tevessül edilmemelidir.
Onları sadece yedirip içirmek de yetmez; kötülüklerden korumak için tedbirler almak, ahlaken eğitmek ve ahiretlerini imar için çaba sarf etmek ve mücadele de etmek gerekir.
Onları sadece yedirip içirmek de yetmez; kötülüklerden korumak için tedbirler almak, ahlaken eğitmek ve ahiretlerini imar için çaba sarf etmek ve mücadele de etmek gerekir.
Çocuk
sahibi olmak ya da olmamak konusunda; Allah’ın her şeyi hakkıyla
bilen, hakkıyla her şeye gücü yeten olduğunu bilerek hayırlısı
istenmelidir. Yaratacak olan Allah’tır. Allah’ın dilemesi
olmadan çocuk sahibi olmak mümkün değildir.
Allah
(c.c.), ayet-i kerimede “Yahut o çocukları erkekler, dişiler
olmak üzere çift verir, dilediği kimseyi de kısır yapar.”
(Şura, 42/50.) buyurur.
Cenab-ı
Hak, Kur’an-ı Kerim’de: “Göklerin ve yerin mülkü
(hükümranlığı) Allah’ındır. O, dilediğini yaratır.
Dilediğine kız çocukları, dilediğine erkek çocukları verir.”
(Şura, 42/49.) buyurur. Bu yüzden mümin dua ederken hayırlısını
istemelidir.
Anlaşılacağı
üzere müminin evlat sahibi olma duası; bunun Allah’ın iradesi
ile olabileceğine inanarak Cenab-ı Hak’tan “Hayırlı ise ve
salihlerden ver Rabbim!” şeklinde olmalıdır.
Çünkü
çocuk sahibi olmak Allah’ın dilemesi iledir. Dilediğine çocuk
vermediğinde de bu, onun için imtihan olur. Yani varlığı başka
yokluğu başka imtihandır çocuk.
Bu durumda da Rabbinden gelene razı olmak, bunun da bir hikmeti olduğunu kabul ederek sabretmek gerekir.
Bu durumda da Rabbinden gelene razı olmak, bunun da bir hikmeti olduğunu kabul ederek sabretmek gerekir.
Bu
takdirde Cenab-ı Hak hem sabır gücünü artıracak hem de başka
hayırlı kapılar açacaktır; çünkü toplumda anne baba
sevgisinden, kucağından mahrum nice yetimler öksüzler
bulunmaktadır.
Çocuğunu
belki meşru olmayan yolla dünyaya getirdiği utancıyla imtihan
olanların cami bahçelerine, hastahanelere bıraktıkları minik
yavruları; imkânsızlık veya yetersizlik nedeniyle yuvalara
bırakılan çocukları bulup onları himaye etmek, topluma bu
şekilde hizmet etmek gerekecektir.
Ne yazık ki, kiminin arayıp da bulamadığı kiminin de bulup kıymetini bilemediği bir imtihandır çocuk.
Ne yazık ki, kiminin arayıp da bulamadığı kiminin de bulup kıymetini bilemediği bir imtihandır çocuk.
Hayırla
Kalın Allah'a emanet olun
Araştırmacı
İlahiyatçı Eğitimci Yazar
Salih
Kebapçı Twitter.com/@Salihkebapcii
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder