24 Ağustos 2018 Cuma
20 Ağustos 2018 Pazartesi
1.
Halka karşı daima içinizde sevgi ve nezaket besleyin. Onlara bir
canavar gibi davranmayın ve onları azarlamayın.
2. Müslüman olsun olmasın herkese aynı davranın. Müslümanlar kardeşleriniz, Müslüman olmayanlar ise sizin gibi bir insandır.
3. Affetmekten utanmayın. Cezalandırmada acele etmeyin. Emriniz altında bulunanların hataları karşısında hemen öfkelenip kendinizi kaybetmeyin.
4. Taraf tutmayın, bazı insanları kayırmayın. Bu tür davranışlar sizi zulme ve despotluğa çeker.
14 Ağustos 2018 Salı
9 Ağustos 2018 Perşembe
Kıymetli
Dostlar âilede muhabbeti taze tutmak, rutin işlerin monotonluğundan
olumsuz etkilenmemek için neler yapabileceğimize kafa yorabiliriz.
Her birimiz ayrı bir dünya misali olduğumuza göre, değişik
çözüm yolları, kişilere göre farklılık arz edecek,
renklenecektir şüphesiz Biz, ilk aklımıza gelenleri sıralayalım
FIRSAT
BULDUKÇA ORTAM DEĞİŞTİRİN
Âilece
birlikte huzurlu zamanlar geçirmeye îtinâ göstermek Bu aralığı
mutlaka bulmaya çalışmak gerek“Tebdîl-i
mekânda ferahlık vardır.”düstûrunca,
bu birlikteliği zaman zaman temiz havada biraz yürüyüşle, mini
bir piknikle, seyahatle süsleyebilir, taçlandırabiliriz.
Yalnız,
bilim adamlarınca “stres
ve elektrik yüklenilen yerler” olarak
tanımlanan kapalı alışveriş merkezlerini, çarşıları bu amaç
için tercih etmemek gerek Elektro manyetik alan yüklü bu yerler,
kaş yapalım derken göz çıkarmamıza sebep olabilirler
BAŞBAŞA,
SAKİN ORTAM FIRSATI OLUŞTURUN
Âilede
çocuklar ya da ebeveyn, akraba vs. bulunduğunda, ihmal edilmemesi
gereken bir husus; nâdiren de olsa eşlerin başbaşa kalabileceği
ortam ve zamanlar oluşturmaya çalışmaktır. Bu vakti, kimi zaman
evde, kimi zaman dışarıda; ama mutlaka huzurlu bir ortamda
geçirmek de mühimdir.
HEM
EŞİNİZİN HEM KENDİNİZİN FİZİKİ, RUHİ SAĞLIĞI İÇİN
ZEMİN HAZIRLAYIN
“Olmaya
devlet cihanda, bir nefes sıhhat gibi”mısrâıyla
veciz bir şekilde ifadesini buluyor bu mesele. Vakit kaybetmeden,
maddî ve mânevî güçlü bir bünye için“koruyucu
hekimlik”misâli
yatırımlar yapmalıyız bu yüzden; kendimize ve eşimize Fizîken
ve rûhen iyi olabilmek, kitaplar hacminde bir mevzû elbette;
herkesin ihtiyacı da farklı
Kısaca
değinirsek; her tür tedbiri ve bir problem oluşmuşsa çareyi işin
ehline danışarak, okuyarak, araştırarak bulabilmek biiznillah
çok kolay günümüzde Bu konuda hiçbir mazeretimiz olamaz.
Zâhiren
ve bâtınen iyiliğimiz, eşimize de yansıyacaktır; tabiî onunki
de bize Bundan dolayı bu alandaki hiçbir çabayı aslâ zaman kaybı
olarak görmeden; kendimizi ihmal etmeyerek; eşimiz için de teşvik
ve desteklerimizi en dikkatli bir şekilde gerçekleştirmeliyiz.
Her
türlü rahatsızlığa davetiye çıkarıcı hallerden kaçınarak;
sâlih ve sâdıklardan feyz almalı sosyal etkinliklerle kendimizi
geliştirmeliyiz.
Egzersizler,
gevşeme teknikleri, kendimize has ilmî, sportif ve sanat
faaliyetleri bizi onaracak, tekrar hayata döndürecektir.
Ayrıca
fizîken yalnız kalmak da mühim bir ihtiyaçtır. Bunu derken; tv,
radyo, internet vs. ile değil; sadece iç sesimizle başbaşa
kalmayı, kendimizi tanımayı, tahlil etmeyi, hayatın muhâsebesini
yapmayı kastediyorum. Böylesi zaman dilimlerini mutlaka bulmalı;
eşimizin de yalnız kalma isteğini desteklemeliyiz.
“-Ne
olacak canım, ben yabancı mıyım, yoksa benimle paylaşamadığın
problemlerin mi var?” benzeri şüphelere kapılmak yerine, bunun
herkes için zarurî bir durum olduğunun farkında olmalıyız.
Ayrıca
hanım ve bey olarak; kendilerinden müspet yönde tesir aldıkları
hemcinsleriyle zaman zaman bir araya gelmeli, eşler birbirinin
sosyal yönünü desteklemelidirler.
Sosyal
yön demişken, bunun da en güzel misalini, yine Rasûlullah
-sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in hayatında görmek mümkün O,
hanımlarını, pekâlâ geride bırakması mümkünken savaşlara
bile yanında götürmüş, bazen mühim mevzûlarda kendileriyle
istişare ederek onların görüşlerini uygulamaya koymuş bir
liderdir.
Hâsılı;
hem şarj, hem deşarj olmak için başvurulabilecek teknik ve
yöntemlerden istifade ederek “âhiret hayatımızın tarlası”
olan dünyamızı mâmur etmenin yollarını aramalıyız.
Namazlarda
sünnet gereği okuduğumuz “Rabbimiz,
bize dünyada da iyilik-güzellik ver, âhirette de iyilik-güzellik
ver.”(Bakara,
201) âyetinde de Cenâb-ı Hak, bu hususa dikkat çekmiştir.
Madden
ve mânen iyi olmak için çalışmak da bir ibadettir. Hedeften
sapmadan, ifrata düşüp gayeyi unutmadan gösterdiğimiz her çaba,
amellerimizin de kalitesini yükseltecektir inşâallah
BİRLİKTE
OLUNAN ZAMANLARIN KALİTESİNİ ARTTIRIN
Gerek
çocuklarla, gerekse baş başa; âilece birlikte olunan zamanların
vasıf ve kalitesinin artırılması için işbirliği yapılmalıdır.
“Vasıflı beraberlik” konulu okumalar yapılabilir bunun için
Çünkü
fizîken aynı ortamda; ama rûhen ayrı dünyalarda oluş, günümüzün
en büyük problemlerinden biri gerçekten Âile içi meselelerin,
beklentilerin masaya yatırıldığı toplantılar, tatlı sohbetler,
çoğunlukla mâzide kalan bir hâtıradan ibaret olmamalı
Herkesin
çeşitli streslerle yüklü, yorgun döndüğü evin, bu durumu
izâle edici bir misyonu var aslında Bunun için, güler yüz, tatlı
dil, hoşgörü, yakın alâka, birinci ve olmazsa olmaz ilâçlar
Hâfızayı, kelime hazinesini, dikkati geliştirici, deşarj edici
oyun ve faaliyetler de evde hoş ve güzel bir hava estirebilir.
JEST
YAPMAYI İHMAL ETMEYİN
Kişi,
eşinin yetiştiği çevreyi de göz önünde bulundurarak mâkul,
meşrû ve muhtemel beklentilerini tahmin etmelidir. Meselâ
rahatsızlandığında, onunla yakından ilgilenip başucunda
bulunarak, öncelikle en büyük ihtiyaç olan varlığını hediye
etmek; bunun yanında minik hediyelerle ona moral kaynağı olmak
gerekir.
Eğer
kişinin birinci sevgi dili, “hediye” ise, bu, daha da büyük
bir önem arz etmektedir.“İnsan,
ihsâna mağluptur.”demiş
büyüklerimiz Çiçek, vs. gibi hediyeler için illâ ki bir
hastalık veya özel gün beklememek gerek
Hatta
hediyenin satın alınan türden olması da bir zarûret değil;
güzel bir söz, ona özel bir sürpriz, çoğu zaman parayla
alınanlardan daha kıymetlidir.
Pek
çok güzelliğin ayrıntılarda gizli olduğunu hatırdan
çıkarmadığımızda ve eşimizi tanıdığımız nispette
yapabileceklerimizi çoğaltabiliriz.
Eşimizi
tanımak demişken, bir haber programına vs. kendimizi verdiğimiz
kadar eşimizle, bütün ilgimizi ona odaklayarak ilgilendiğimizde,
hakkında yeni yeni şeyler öğrenmeye devam ettiğimizi müşâhede
edebiliriz.
Evliliğimizin kaçıncı yılında olursak olalım;
“Artık yeterince tanıdım, bilmediğim bir özelliği kalmadı!..”
benzeri fikirlere sahip olmaktan kaçınmalıyız. İçinde bulunulan
ortam, yaş faktörü, tecrübeler, kişiyi sürekli bir değişime
tâbî tuttuğuna göre, hayat arkadaşımızı tanımaya devam
etmeliyiz, bir ömür
Böylelikle
onun rûhî çalkantı ve ihtiyaçlarını daha iyi sezip yardımcı
olmak, Allâh’ın yardımıyla mümkün olabilir.
Rabbimiz,
muhabbeti “ilk günkü gibi” muhafaza edebilen İslâm
yuvalarının sayılarını çoğaltsın.inşallah
Hayırla
Kalın Allah'a Emanet Olun
Araştırmacı
İlahiyatçı Eğitimci Yazar
Salih
Kebapçı Twitter.com /@Salihkebapcii
2 Ağustos 2018 Perşembe
Sâliha
bir hanımefendi, toplumun gerçek mimarıdır. Zira o, neslin
korunması ve hayırlı evlât yetiştirilmesi gibi ulvî bir
mes’ûliyeti yüreğinde taşır.
Bunun
içindir ki;“Bir
erkeği terbiye edin; bir insanı yetiştirmiş olursunuz. Bir hanımı
terbiye edin; bir âileyi, hattâ toplumun büyük bir bölümünü
yetiştirmiş olursunuz.”denilmiştir.