BİYOLOJİK SAATLE GELEN BAŞARI
Şu muhteşem kâinat dakik zaman sistemiyle
çalışıyor. Kâinatta işleyen zaman sisteminden insanın hariç kalması
düşünülemez. Yüce Allah insanı, kâinattaki sistemin en önemli bir parçası
olarak yaratmıştır. Dolayısıyla kâinatta işleyen zaman sisteminden insanın
hariç olması mümkün değildir. Yani insanın da kâinatta işleyen dakik saat gibi
zaman sistemine göre çalışması gerekir. Örneğin güneş ve ay tutulması olayını
düşünürsek, yıllar sonra meydana gelecek bu hadiselerin günü saati ve hatta
dakikası çok önceden hesaplanabiliyor. Böyle olduğu için, birçok insan güneş
tutulması olayını en iyi nerede izleyeceğini bildiğinden, tüm hazırlıklarını
yaparak o bölgeye gidiyor ve güneş tutulması olayını çok önceden belirlenen
saatte izleyebiliyor.
İşte insan da kâinatta cari olan bu
sistematik zaman kuralını hayatında uygularsa, başarılı bir hayat geçireceği
düşünülebilir. Kâinattaki fizyolojik zaman sistemi, insanda biyolojik saat sistemi şeklinde kendisini göstermektedir.
Biyolojik saat konusunda, çok değerli çalışması olan Prof Dr Adem Tatlı,
insanın bir gün içindeki biyolojik çalışma haritasını çizen çok güzel bir
yazıya imza atmış. İnsanın hangi saatte neler yapması gerektiği konusunda çok
önemli tavsiyelerde bulunmuş. Yazısında, insanın geniş anlamdaki vücut
sisteminin fonksiyonlarını ve günün saatlerine göre aldığı vaziyetleri
sıralamış. Burada hepsini sıralamak oldukça fazla hacim kaplayacağından, sadece
zihinsel çalışma zamanının en optimal olduğu zaman dilimini konu edinen kısmı ele
alalım.
İnsan vücudunda fizyolojik faaliyetler, saat 03 sıralarında en asgari
düzeye iner. Bu saatten itibaren kortizon adı verilen stres hormonu fazla
miktarda salgılanır. Saat 05 civarında bu değer, günlük ortalamanın altı
katıdır. Salgılanan bu kortizon, bir çalar saat gibi iş görür ve bütün
metabolizmayı uyarır. Kana bol miktarda glikoz ve amino asit karışır. Böylece,
günlük hayatta ihtiyaç duyulacak enerji kanda hazır hale getirilir. Sabah
namazı kılınmasıyla bu aktivite iyice yükselir. Sabah namazından sonra tekrar
yatmak bu aktiviteyi düşüreceği için zihni dinçlik ve keskinliği azaltır. Saat
09-10'da bu değerler en yüksek düzeye ulaşır. Saat 11-12 arası zihni bakımdan
çok aktif olduğumuz zamandır. Dorukta bir aktivite yaşandıktan sonra, vücutta dinlenme
ihtiyacı görülür
Şimdi yukarıda verilen bilgiler ışığında
konuyu ele alacak olursak, insanın gece çalışması ve zihni faaliyetlerde
bulunması biyolojik saat açısından sakıncalıdır. Zira bu saatler vücudun
konsantre olma saatleridir. Yani bu saatlerde, günlük hayatta ihtiyaç duyulacak enerji kanda hazır hale getirilir ifadesinden anladığımız kadarıyla, vücut
gündüz harcanacak enerji için hazırlık yapmaktadır. Bu yüzden, erken yatarak
gece karanlığını, uyku çekerek geçirmek gerekir. Ancak, sabah erken kalkıp
sabah namazı kılıp, güneşin doğmasına kadar da uyumamak gerekir. Bu saatlerde
zihin optimal fayda verebilmektedir. Zihinsel çalışmanın en uygun zamanı olarak
Saat 11-12 arası zihni bakımdan çok aktif
olduğumuz zamandır, tespiti bize fikir vermektedir. Yine, İnsan vücudunda fizyolojik faaliyetler, saat 03 sıralarında en asgari
düzeye iner, ifadesine odaklanırsak, insan vücudunun fizyolojik faaliyetlerinin
bu saatlerde, en az düzeyde olmasından dolayı, yorgunluk olacaktır. Dolayısıyla
bu saatlerde uykuda olmak en akıllı bir davranış biçimidir.
Biyolojik saate göre hayat düzenimizi buna
benzer şekilde ayarladığımızda, en verimli ve performansı yüksek ürünler elde
edebileceğimizi ve başarı grafiğimizi yükselteceğimizi söyleyebiliriz. Aksi takdirde,
vücudun metabolizmasıyla ters düşen rasgele bir çalışma içine girmiş oluruz.
Kenan Ören
(Kişisel Gelişim Uzmanı)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder