Sır saklamak bir irade imtihanıdır Bu imtihanı kazanmayan hayatta hiçbir imtihanı kazanamaz | Hazreti Ali

31 Mart 2020 Salı

İLAHİ RAHMET VE MAĞFİRET GECESİ BERAT KANDİLİ


Kıymetli Dostlar Berat Kandili (gecesi) Şaban ayının on beşinci gecesidir. Aslı“Berâet”tir. Berat sözlükte;“bir zorluktan kurtulmak ve beri olmak demektir. ayrıca bu geceye “Leylei Mübâreke” bereketli bir gece. “Leyle-i Berâe” “Leyle-i sâk”, vesîka gecesi “Leyle-i rahme” ve rahmet gecesi denir.Bu gecede, bir yıl içinde olacak bütün işler hükme bağlanıp ifası için Cenab-ı Hak tarafından meleklere verilir. Gecesini ibadet ve dua ile gündüzünü oruçlu geçirmek faziletlidir. Berat gecesine ait beş haslet vardır

1-Her önemli iş bu gecede ayırt edilir.

2-O gecedeki ibadetin fazileti büyüktür.


3-İlâhi rahmet yayılır.


4-Mağfiret gecesidir.


5-O gece, Resûlüllah’a şefaat hakkının tamamı verilmiştir.

Çünkü, Hz. Muhammed (s.a.v.), Şaban’ın onüçüncü gecesi ümmeti hakkında şefaat istemiş, bu şefaatin üçte biri verilmiş, ondördüncü gecesi yine istemiş, üçte biri daha verilmiş, onbeşinci gece yine talep etmiş, bu gece şefaatın tamamı ihsan edilmiştir. Bu şefaatten mahrum olanlar, devenin ürküp kaçtığı gibi Allah’tan kaçanlardır Berat gecesi hakkında Allah Resulü şöyle buyurmuştur
Şaban ayının onbeşinci gecesi olduğu zaman, gecesinde ibadete kalkın. Ve o gecenin gündüzünü oruç tutun. Çünkü o gece güneş batınca Allah Teâlâ (Keyfiyeti bizce meçhul bir halde) dünyaya en yakın göğe inerek (o andan) fecir oluncaya kadar: “Benden mağfiret dileyen yok mu, onu mağfiret edeyim. Benden rızık isteyen yok mu, onu rızıklandırayım. (Bir bela ile) mübtela olan yok mu, ona kurtuluş vereyim. Şöyle olan yok mu? Böyle olan yok mu?” buyurur.”(İbn Mâce, H. no: 1388)
Diğer bir hadisi şerifte ise şöyle buyuruluyor
Bu gece Şaban’ın onbeşinci gecesidir. Allah Teâlâ bu gecede Beni Kelb kabilesinin koyunlarının tüyleri sayısınca insanları Cehennem’den kurtarır. Ancak kendisine şirk koşanların, müslümanlara karşı kin ve düşmanlık besleyenlerin, akrabaları ile münasebeti kesenlerin, gururlu ve kibirlilerin, ana-babasına asî olanların ve içki içmeye devam edenlerin yüzüne bakmaz.”Buhârî, et-Tergîb ve’t-Terhib, II, 118
Cenab-ı Hak, rivayete göre Kur’an’ın Levh-i Mahfuz’dan dünyaya indirildiği Berat gecesi için Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor
"Apaçık Kitaba yemin olsun ki, Biz Kur’an-ı mübarek bir gecede indirdik. Biz, gerçekten uyarıcıyız. O mübarek gecede, her hikmetli iş katımızdan bir emirle ayırt edilir." Duhan 1-4
BERAT GECESİ YAPILACAK İBADETLER

1)Oruç Tutmak Peygamber Efendimizin, Ramazan dışında en çok oruç tuttuğu ay, Şâban ayı idi. Ayşe (r.a.) şöyle dediResulullah hiç bir ayda, Şâban ayında tuttuğu oruçtan daha fazla oruç tutmazdı. Şâban ayının tamamını oruçlu geçirirdi.” Müslim, Sıyâm 176; İbni Mâce, Sıyâm 30

Burada bir hususu arz edelim kandil günlerine özgü özel olarak tutulması şart bir oruç yoktur kandil orucu diye bir oruç çeşidi yoktur kandil günlerinde tutulan oruç nafile oruçtur farz değildir Oruç farz vacip ve nafile olmak üzere üç gruba ayrılır farz olan oruçlar ramazan ayında tutulan oruç ile ramazan ayında tutulamayan kazaya kalan kaza edilen keffaret oruçlarıdır Vacip oruçları ise Adak oruçları ile bozulan nafile oruçların kaza edilenleri farz ve vacip dışındaki tüm oruçlar ise nafile oruçtur 

2)Kaza ve Nafile Namaz kılmak Mübarek gün ve gecelerde en önemli ibadetlerden bir tanesi de nafile veya kaza namazları kılmaktır kaza namazı borcu olan kardeşlerimiz kaza namazı kaza namazı borcu olmayan kardeşlerimiz bu geceyi nafile namazlar kılarak değerlendirebilir

Burada bir hususu daha arz etmek istiyorum mutelif kitaplarda bu gece kılınması gereken 100 rekat namaz olduğu yazılır ancak sahih kaynaklarımızda böyle bir namaz yoktur bizzat şahsım 3 hafta araştırma yaptım bu namazın kuran veya sünette özellikle sünnette sahih hadis kaynaklarında böyle bir namaza rastlamadım bu namaz bir takım şahısların (cemaat ve tarikat)intisap etmiş kimselerin bakkal hesabı mantığıyla ortaya çıkardığı açık kapatmak için ihdas ettiği namazdır bu tip kaynaksız delilsiz ibadet namaz dua zikir icat eden şarlatanlara itibar etmeyelim

3)Kuranı Kerim okumak Kurʼânʼın nüzulüyle ilgili mübârek iki gece vardır, Beraat gecesi ve Kadir gecesi. Beraat gecesi, ilm-i ilâhîden topluca zâhir olup meleklere yazdırıldığı gecedir. Kadir gecesi, fiilen indirildiği gecedir.Yani Kurʼân-ı Kerîmʼin dünya semâsına icmâlen nüzûlü/inişi Beraat gecesinde, tafsîlen nüzûlü de Kadir gecesindedir İbni Mesut’tan (r.a.) rivayet edildiğine göre, Resûlullah, şöyle buyurdu
“Kim Kur’ân-ı Kerîm’den bir harf okursa, onun için bir iyilik sevabı vardır. Her bir iyiliğin karşılığı da on sevaptır. Ben, elif lâm mîm bir harftir demiyorum; bilâkis elif bir harftir, lâm bir harftir, mîm de bir harftir.” Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân 16
İbni Abbâs’dan (r.a.) rivayet edildiğine göre, Resûlullah şöyle buyurdu “Kalbinde Kur’an’dan bir miktar bulunmayan kimse harap ev gibidir.” Tirmizî, Fazâilü’l-Kur’ân 18 

Burada bir hususu daha arz etmek istiyorum berat gecesinde sadece kuranı kerimi okumayalım hem kuranı kerimi mealiyle birlikte okuyalım hem de okuduğumuz ayetler üzerinde tefekkür tezekkür tedebür edelim İlimle meşgul olalım hadisi şerifler öğrenelim ilmihal bilgileri öğrenelim kısacası ilimle de meşgul olmaya gayret edelim

4)Tevbe Ve İstiğfar etmek Allah Teâla şirke düşmeyenlerin büyük günahlarını affedeceğini bu gecede müjdelemiştir. Müslim, Îman, 279 Hazret-i Peygamber Efendimiz “Ben, günde yüz kere istiğfâr ederim…”Müslim, Zikir, 42 buyurmuşlardır.
5)Salavat Getirmek Resûlullah’a salavat getirmeyi Allah Teâla emretmiştir. Ayrıca hadis-i şeriflerde salavat getirenin bütün sıkıntılarının giderileceği bildirilmiştir. Ayet-i kerîmede buyrulur “Şüphesiz ki Allâh ve melekleri, Peygamber’e çokça salât ederler. Ey iman edenler ! Siz de O’na salavât getirin ve tam bir teslimiyetle selâm verin!” Ahzâb, 56
Übey bin Kâb (r.a.) diyor ki Hazret-i Peygamber Efendimiz’e

«– Yâ Resûlallâh! Ben sana çok salavât-ı şerîfe getiriyorum. Acaba bunu ne kadar yapmam gerekir?» diye sordum.

«– Dilediğin kadar yap.» buyurdu.

«– Duâlarımın dörtte birini salavât-ı şerîfeye ayırsam uygun olur mu?» diye sordum.

«– Dilediğin kadarını ayır. Ama daha fazla yaparsan senin için hayırlı olur.» buyurdu.

«– Öyleyse duâmın yarısını salavât-ı şerîfeye ayırayım.» dedim.

«– Dilediğin kadar yap. Ama daha fazla yaparsan senin için hayırlı olur.» buyurdu. Ben yine:

«– Şu hâlde üçte ikisi yeter mi?» diye sordum.

«– İstediğin kadar. Ama artırırsan senin için iyi olur.» buyurdu.

«– Öyleyse duâya ayırdığım zamanın hepsinde sana salavât-ı şerîfe getirsem nasıl olur?» deyince:

«– O takdirde Allâh bütün sıkıntılarını giderir ve günahlarını bağışlar.» Buyurdu.” Tirmizî, Kıyâmet, 23

6)Hamd Etmek Ve Şükür Halinde Bulunmak Bu mübârek gecelerde Rabbimize çokça hamd etmeli ve şükür halinde bulunmalıyız. Âyet-i kerîmede“Ölümsüz ve daima diri olan Allah’a güvenip dayan. Onu hamd ile tesbih et!…”(Furkân sûresi, 58) buyrulmaktadır.Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuşlardır

Meşrû işlere Allah’a hamd ile başlanmazsa hayır ve bereketi kesilir.”İbn-i Mâce, Nikâh, 19; Ebû Dâvud, Edeb, 18

Şükür, îmânın yarısıdır…”Süyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr, I, 107

Cenâb-ı Hakk’ın nîmetlerine hamd ü senâ, insanı nîmetin zevâlinden emîn kılar.” Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağir, no: 3836

Allah’a hamdetmek şükrün başıdır. Allah’a hamdetmeyen bir kul O’na şükür etmemiştir.”Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağir, no: 3835

7)Allah’ı Çokça Zikretmek Allah yolunda infakta bulunup sadaka vermenin kişiyi pek çok tehlike ve belâlardan muhâfaza edeceği, buna ilâveten sadaka sahibini Muhabbetullâh’a nâil eyleyeceği unutulmamalıdır.Bu müstesnâ geceler de sadaka vermeye en güzel vesilelerdir. Zira Cenâb-ı Hak şöyle buyurmuştur

Allah yolunda infâk edin! Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. Bir de ihsanda bulunun. Zira Allah, muhsinleri (iyilikte bulunan, işini güzel yapan ve ihsan şuuru ile yaşayanları) sever.” Bakara, 195

Efendimiz, zengin-fakir her mü’mini infâka teşvik eder; bir hurmadan başka bir şeyi olmayan için“Yarım hurmayla da olsa Cehennem ateşinden korunun, onu da bulamazsanız güzel ve hoş bir söz ile korunun.”buyururdu. Buhârî, Edeb, 34

Sevgili Kardeşlerim Burada da bir hususu arz edelim zikrin sayısı yoktur Allah'ı zikrin bir sayısı olamaz sayı ile Allah'ı zikir diye bir şey yoktur sevgili peygamberimizin hadisi şeriflerinde zikrettiği sayıda zikir hariç sayı ile zikir yapılmaz
Berat Kandilinin memleketimiz milletimiz ve alemi islam için hayırlara vesile olmasını ümmeti muhammedin kurtuluşuna sağlık sıhhat ve afiyetine vesile kılmasını cenabı mevladan niyaz ederim Kandiliniz mübarek olsun Allah'ın selamı rahmeti bereketi mağfireti ikramı ve ihsanı üzerinize olsun Hayırla Kalın Allah'a Emanet Olun

Araştırmacı İlahiyatçı Eğitimci Yazar Salih Kebapçı https://twitter.com/Salihkebapcii

23 Mart 2020 Pazartesi

ŞABAN AYININ ÖNEMİ FAZİLETİ DEĞERLENDİRME YOLLARI


Aziz Dostlar Mübarek üç ayların ikincisi ramazan ayının habercisi olan Şaban ayına 25 mart 2020 Çarşamba günü itibariyle girmiş bulunmaktayız cenabı hak sıhhat ve afiyet içerisinde şabanı şerif ayından müstefit olmayı ve ramazanı şerif ayına kavuşmayı nasip eylesin inşallah

Üç aylar diye bilinen Recep Şaban ve Ramazan aylarının dinimizde ayrı bir değeri ve önemi vardır. Bu aylar içerisinde dört adet Kandil gecesi bulunmaktadır. Bu da bize bu ayların önemi anlatmaktadır. Bu ayların ikincisi mübarek Şaban ayıdır

Rasül-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem üç aylarda şöyle dua ederdi

اَللّهُمَّ بَارِكْ لَنَا فيِ رَجَبٍ وَ شَعْبَانَ وَ بَلِّغْنَا رَمَضَان

Allahım! Receb ve Şa’ban’ı hakkımızda mübarek kıl. Bizi Ramazan’a ulaştır.” Ahmed b. Hanbel; Müsned Üç aylara yetişme sevincini, rahmet ayı Ramazana ulaşma özlemini, hasretini ve bu aya kavuşabilme iştiyakını her mü’minin gönlünde devamlı diri tutmasını istiyor.

Ebu Hüreyre rivayetiyle Peygamber Efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem buyurmuştur ki Receb şehrullahdır. Şa’ban benim,Ramazan da ümmetimin ayıdır.


Böylece dua ve niyazlarında bu ayların kutsiyetini dile getirmişlerdir Peygamberimizin Şaban ayına gösterdiği bu hürmetin bir sebebi de devamında gelecek olan Kur’ân ayı olan on bir ayın sultanı Ramazan’dan dolayı idi

Peygamber (sav) şöyle buyuruyor

Bu Receb ve Ramazan ayları arasında öyle faziletli bir aydır ki, insanların çoğu bundan gafildir. Bu öyle bir aydır ki, ameller, Âlemlerin Rabbine bu ayda yükseltilir. Bu nedenle Ben de oruçlu iken amellerimin yükseltilmesini severim.”(Nesai, Savm, 70.)

Kıymetli Dostlar Allah Teala Hazretleri aylardan Receb, Şa’ban, Ramazan ve Muharrem aylarını ihtiyar etmiş ve bunlardan da Şaban ayı Efdali Enbiya sallallahü aleyhi ve sellem Efendimizin şehri olduğu için Şa’ban ayını faziletli kılmıştır. Şakkı Kamer Şa’ban ayında vuku bulmuştur. Aynı zamanda mübarek Berat Gecesi de Şaban ayı içindedir. Şaban ayının 15. gecesi Berat Gecesidir.

Hz. Ali (ra) dan, Peygamber(sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti.

Şaban ayının yarısı on beşinci gecesi olunca, o geceyi ibadetle, gündüzünü oruçla geçiriniz. Çünkü Cenâb-ı Allah’ın rahmeti o gece güneşin batmasıyla dünya semasına tecelli eder ve şöyle nida eder:“Bağışlanmak, af dileyen yok mu? Onu affedeyim, günahlarını bağışlayayım. Rızık isteyen yok mu? Ona rızık vereyim. Şifa dileyen yok mu? Ona şifâ vereyim. Bir derde müptela olan yok mu? Derdine deva vereyim”. Bu hal güneş doğuncaya kadar devam eder.”

İbn Mace.İkame.191.et-Tergîb ve’t-Terhib, II,473.

Allah Teâlâ Şaban’ın on beşinci geresi (Berâet gecesi) tecelli eder ve ana babaya asi olanlarla Allah’a ortak koşanlar dışında bütün kullarını bağışlar.

İbn Mace, İkametü’s-Salât, 191; Tirmizî, Savm, 38

Şu beş gecede yapılan dualar kabul edilir, geri çevrilmez. Regaip Gecesi, Şaban ayının on beşinci gecesi, Cuma geceleri, Ramazan Bayramı gecesi ve Kurban Bayramı gecesi”

İbn-i Asâkir; Muhtar’ul- Ehadis. H.568

Şüphesiz ki Allah ve melekleri o peygambere çok salat ederler. Ey iman edenler, siz de ona salat edin tamin bir teslimiyette de selam verin.”(Ahzab; 56) ayeti celilesi de Şa’ban ayında nazil olmuştur.

Değerli Dostlar üç ayların kendilerine has özelliklerini, güzelliklerini ve faziletini belirterek, bu mevsimin mü’minin yüzüne açılmış fırsat yelpazeleri olduğunu duyuruyor.

SAHABE EFENDİLERİMİZ NELER YAPARDI?

Enes b. Malik -radıyallahu anh-den rivayet edildiğine göre:

Sahabe-i Kiram Şa’ban hilalini görünce, kendilerini Kur’an-ı Kerîm okumağa verirler, çokça ve devamlı salat ü selam getirirlerdi.

Ticaret erbabı borçlarını öderler, senelik hesaplarını toparlardı.

Zenginler ise mallarının zekatını hesap eder, fakirlere dağıtırlardı ki, ihtiyaçlarını alabil-sinler. Sıkıntılarını giderebilsinler.

Bu sayede toplum hep birlikte, neşe içinde heyecanlı, aşk ve vecd içinde Ramazanı yaşasın bayram yapabilsin.Hakimler, valiler, mahkumlarla görüşür, ekseriyetini afvedip, tahliye ederlerdi.

Görüldüğü gibi bu hadis-i şerif, ferdî, içtimaî yönüyle üç aylarımızı nasıl geçirmemiz gerektiğini, bizlere açık bir şekilde izah etmektedir. Her meslek gurubunun kendine özgü yapacağı vazifeleri her kesimden insanların aynı heyecanı yaşayabilmesi için dikkat etmesi gerekli davranışları olmalıdır.

Sahabe-i kiram’ın bu mevsimde Kur’an’a yönelmeleri üzerinde hakikaten çokça durulmalıdır. Mü’minlere“şifa”olan Kur’an’la dolmak, onun öğütleriyle doymak mü’min için en büyük gıdadır.

Damarlarında dolaşan kanın her zerresi, Kur’an nuruyla deveran eder mü’minde Göz, kulak onun ışığı ile görür, işitir. Akıl, fikir, onun pırıltısıyla yolunu bulur. Mü’minin irfanı, firaseti Kur’an’la açılır. Öyleyse Kur’an’ı bilmemek, onu öğrenmemek, ondan uzak yaşamak ne büyük mahrumiyyettir.

Bildiği halde okumağa, düşünmeğe vakit bulamamak, Allah’ın arzında, zaman ve mekanında yaşayıp da O’nun kitabına vakit ayıramamak ne büyük gaflettir.

Allahım! bizi gafillerden, mahrum olanlardan eyleme” diye niyaz edelim

Mü’min gafil olmamalı. Kur’an’ı hayatına yansıtma azmini, mücadele ve mücahedesini hiç bir an bırakmamalı. Çünkü o onunla vardır. Mü’minin varlığının yegane, biricik sebebidir.

Kur’an. Bu mübarek gün ve gecelerin aydınlığını fırsat bilerek Kur’an’la tanışmak, onu sevgiliden gelen mektup heyecanıyla okumak Kur’an ayı Ramazanı hatimlerle mukabelelerle karşılamak ne bahtiyarlıktır.

Sevgili Dostlar Bu ayda oruç tutmaya özel itina gösteren Efendimiz’in bu ve Ramazan’ın dışında peşpeşe iki ay oruç tutmadığı kaydedilmektedir Şa’ban’ aynın tamamını oruçla geçiren Peygamberimiz(s.a.v)

Ramazan’dan sonra en faziletli oruç hangisidir” sorusuna“Şa’ban”diye cevap vermiş ve şu ilavede bulunmuştur:“Şa’ban, Ramazan’ı karşılamak içindir. Gerektiğinde onu otuza tamamlayınız”.

Aziz Dostlar Şa’ban ayında“Berat gecesi bulunmaktadır ki, ayın on beşinci gecesine rastlar.

Zeyd oğlu Üsame (ra), şöyle anlatıyor:“Yâ Resulallah! Sizin Şaban ayında tuttuğunuz kadar hiçbir ayda oruç tuttuğunuzu göremiyorum”dediğimde, Peygamber (sav) şöyle buyururlar:

Bu Receb ve Ramazan ayları arasında öyle faziletli bir aydır ki, insanların çoğu bundan gafildir. Bu öyle bir aydır ki, ameller, Âlemlerin Rabbine bu ayda yükseltilir. Bu nedenle Ben de oruçlu iken amellerimin yükseltilmesini severim.”(Nesai, Savm, 70.)

Duhan Süresi’nin “Biz onu mübarek bir gecede indirdik” ayetinde geçen Leyle-i mübarek” ifadesi İbn Abbas tarafından“Berât gecesi”olarak tefsir edilmesine karşılık İkrime ve çoğu müfessirlerce “Kadir gecesi” diye açıklanmıştır

Bazı alimler de bu iki görüşü uzlaştırmaya çalışarak Kur’an’ın Berat gecesinde levhi mahfuzdan dünya semasına topluca indirilmesi ”inzal”, Kadir gecesinde de oradan Peygamber (s.a.v)’e parça parça indirilmesi “tenzil” şeklinde iki aşamalı nüzulünden söz etmişlerdir

Hz. Peygamber bu geceye dair şöyle buyurmaktadır. “Şa’ban’ın yarısı (Berat gecesi) olunca gecesini ibadetle, gündüzünü oruçla geçiriniz

Bazı hadislerde de “müşrik, husumkâr, ebeveyne asi, zâlim, iffet düşmanı zani ve içki düşkünleri (tevbe edinceye kadar) hariç diğer kulların affedileceği” bundan yararlananların Beni Kelb kabilesinin koyunlarının tüyleri sayısınca olacağı zikredilmektedir.

ŞABAN AYINDA YAPILABİLECEK AMELLER

1)Bu Şa’ban ayında Nebiyyi Ekrem sallallahü aleyhi ve sellem Efendimiz Hazretlerine çokça salavatı şerife getirmek onu çokça zikretmek anmak

2)Ramazanı Şerif gelmezden önce tevbe ve istiğfarla Ramazanı Şerifi istikbal için hazırlıklı bir vaziyette bulunmak ona göre ibadet ve taatımızı artırmaya gayret etmek

3)Şaban ayı Ramazan’ın müjdecisi olmakla birlikte için hayırlı bir gece olan Berat Gecesini içerisinde barındırmaktadır.bu geceden müstefit olmaya çalışmak gayret etmek

4)Sevgililer sevgilisi peygamber efendimiz sallahu aleyhi vesellem efendimizi tanımak onu anlamak onun sünneti seniyesiyle amel etmek sevgili peygamberimizi kendimize önder lider rehber edinmek

En büyük Mürşit hazreti peygamberdir hazreti peygamberden daha büyük bir kurtarıcı rehber mürşit arayan gitsin imanını tazelesin Müslümanlığını da sorgulasın

5)Şabanı şerif ayında nefis muhasebesi yapmak ve Ahiretimiz için yatırım yapmak azık hazırlamak ahiret yolculuğuna hazırlıklı olabilmek

6)Şabanı şerif ayında diğer zamanlarda olduğu gibi kuranı kerimi okumak kuranı kerim ile hemhal olmak kuranı kerimi okumak anlamak yaşamak ve hayatımıza tatbik etmek

7)Şabanı şerif ayında bol bol kendimiz ailemiz sevdiklerimiz memleketimiz ve ümmeti muhammed için dua etmek

Sevgili Dostlar Şaban ayında oruç tutmak oldukça sevap ve müstehap oruçlardandır. Şaban ayı Recep ayından sonra ve Ramazan’dan bir önceki aydır. Mübarek Ramazan ayının habercisidir.

Recep ve Şaban ayının orucu nafile oruçtur.Yani tutulursa sevabı çok ancak tutulmazsa herhangi bir günahı yoktur. Fakat hadisler ışığında Şaban ayında oruç tutmanın fazileti ve ecri büyüktür. Şaban ayı orucunun faziletini açıklayan hadislerde Peygamberimiz (s.a.v) Şaban ayında oruç tutmayı öğütlemiştir.

Şaban ayı aynı zaman için kıymetli Berat Gecesini de barındırır. Şaban ayının 15. gecesidir.

Allah Teâlâ Şaban’ın on beşinci geresi (Berâat gecesi) tecelli eder ve ana babaya asi olanlarla Allah’a ortak koşanlar dışında bütün kullarını bağışlar.

İbn Mace, İkametü’s-Salât, 191; Tirmizî, Savm, 38).

Ebu Hüreyre rivayetiyle Peygamber Efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem buyurmuştur kiReceb şehrullahdır. Şa’ban benim, Ramazan da ümmetimin ayıdır.

Âişe-i Sıddîka -radıyallâhu anhâ- Ebû Seleme’ye tahdîs edip, şöyle demiştir

Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- hiçbir ayda Şaban ayındakinden daha çok, nâfile oruç tutar değildi. Çünkü Nebiyy-i Zişan, Şaban ayının çoğunda oruç tutardı. Ve Amellerden (devâm etmeye) gücünüzün yeteceği miktârı alınız. Çünkü Allah, sizler (amelden) bıkmadıkça (sevâb vermekten) bıkmaz.” buyururdu. (Müslim, 2/811)

Hz. Enes’in rivayetine göre, Peygamberimizden sual ederler

Ya Resulallah, Ramazan’dan başka en faziletli oruç ayı hangi aydadır?Bu soruya Peygamberimiz (sav) “Ramazan’ıtazim için (Ramazan hürmetine) Şâban’ da tutulan oruçtur” cevabını verirler. (Tirmizi, Zekat.28.)

Zeyd oğlu Üsame (ra), şöyle anlatıyor Yâ Resulallah! Sizin Şaban ayında tuttuğunuz kadar hiçbir ayda oruç tuttuğunuzu göremiyorum” dediğimde, Peygamber (sav) şöyle buyururlar

Bu Receb ve Ramazan ayları arasında öyle faziletli bir aydır ki, insanların çoğu bundan gafildir. Bu öyle bir aydır ki, ameller, Âlemlerin Rabbine bu ayda yükseltilir. Bu nedenle Ben de oruçlu iken amellerimin yükseltilmesini severim.”(Nesai, Savm, 70.)

Hz. Aişe (ra) Validemiz, Peygamber (sav) Efendimizin Şaban ayındaki orucunu şöyle anlatıyor

Resulullah (sav) öyle oruç tutuyordu ki, hatta biz, orucu hiç bırakmayacak diyorduk. Bazen de uzun süre oruç tutmayı bırakıyordu ki, biz bu ay hiç oruç tutmayacak diyorduk. Resulullah (sav) ın Ramazan ayından başka bir ayı tamamen oruç tuttuğunu görmedim. Şaban ayından daha fazla oruç tuttuğunu da görmedim”(Buhari, Savm,51.)

Hz. Âişe başka bir rivayetinde ise bu konuda şunları söyler

Resulullah (sav) senenin hiçbir ayında Şaban ayındakinden fazla oruç tutmaz ve şöyle buyururdu

Amellerden gücünüzün yettiği kadar amel yapın. Çünkü siz bıkmadıkça, usanmadıkça Allah da size asla bıkmış muamelesi yapmaz. Allah yanında amelin en makbulü, kişinin az da olsa devam üzere işlediği ameldir.”(Müslim, Siyam, 177.)

Yine Hz. Âişe (ra) dan başka bir rivayetinde de

O (Resul-i Ekrem) Şaban ayının tamamını oruçla geçirerek nihayet Şaban’ı Ramazan’la birleştirirdi”(İbn Mace, Savm,4) diyerek Peygamberimizin bu ayda daha çok oruç tuttuğunu ifade etmektedir.

Muaz b. Cebel (ra) Peygamber (sav) Efendimizden şöyle rivayet etmiştir

Allah Teâlâ Şaban ayının on beşinci gecesi bütün yarattıklarına muttali olup, Onların hepsini bağışlar. Ancak müşrik ve münafık olan kulları bağışlamaz.”Tergib ve Terhib 2/ 471.

Şaban ayında oruç tutmak oldukça sevap ve müstehap oruçlardandır tutabilen kardeşlerimiz tutsun tutamayan kardeşlerimiz de tutmak için gayret göstersin zira bu oruçlar ahiretimize yatırımdır birer azıktır Cenabı hak bu oruçları tutabilmeyi ve ahiretimize yatırım yapabilmeyi bizlere nasip eylesin inşallah

Oruç tutarken (niyet ederken) bugünkü veya yarınki ifadelerini kullanmak şart değildir.Gece yarısından önce veya sonra oruca niyetlenen bir kimse bugünkü orucu tutmaya diye niyetlenilebilir.

Şaban ayı orucu niyeti

Niyet ettim Allah rızası için Şaban orucunu tutmaya”diyerek edilir.

Mutlaka bu cümleyi söylemek şart değildir. Zihinden geçirmekle de niyet olur. Sahura kalkmak da ayrıca bir niyettir.Niyet, yaptığınız işin bilincinde olmak anlamına gelir.

Cenabı hak oruçlarımızı kabul eylesin inşallah

Kameri ayların 13, 14 ve 15. günlerinde yani “eyyam-i biyz” denilen ayın en parlak günlerinde nafile oruç tutmanın fazileti hakkında pek çok hadis-i şerif vardır. Bir tanesini yazalım inşallah

Dört şeyi Resûlüllah (asm) Efendimiz hemen hemen hiç terketmedi diyebilirim: Âşûrâ orucu, Zilhicce’nin ilk on gününün orucu, her ayın 13, 14, 15. günlerinde oruç ve bir de sabah farzından önce iki rek’at namaz…”(Ahmed bin Hanbel, Nesâi)

Hadiste geçen günler, Hicri Takvime göre Kameri ayların 13, 14 ve 15. günleridir. Sabah kılınan sünnet ise, sabah namazının sünnetidir.

Peygamber Efendimiz (asm), Ramazan orucu farz kılınmadan önce “eyyam-i biyz”günlerinde bu orucu tutmuş (Ahmed, 5/246; Tirmizî, Savm, 41, 54)

Ramazan orucu farz kılındıktan sonra da bu orucu tutmaya devam etmiş Tirmizî, Savm, 54),“Kim her aydan üç gün oruç tutarsa ömür boyu oruç tutmuş gibi olur.” Tirmizî, Savm, 54, III, 135) ve“ Ramazan ayının dışında Oruç tutmak istediğin zaman, ayın 13, 14 ve 15. günlerinde oruç tut.” Suyuti, el-Camiu’s-Sagir, 1/66 H. No: 892 sözleriyle bu orucun tutulmasını teşvik etmiştir.

Şaban Ayınız Mübarek Olsun Hayırla Kalın Allah'a Emanet Olun

Araştırmacı İlahiyatçı Eğitimci Yazar Salih Kebapçı   Twitter.com/@Salihkebapcii

15 Mart 2020 Pazar

MİRAÇ KANDİLİ


Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir." 
İsra 1


MİRAÇ NEDİR?

 Arapça'da İsra gece yürüyüşü Mirac merdiven göğe çıkma, yükselme anlamlarına gelir. İsra ve Miraç hâdisesi Hz. Muhammedin (s.a.v.) hicretinden 18 ay evvel vukû bulmuştur. Miraç hadisesi Peygamber Efendimiz’in Mescid-i Harâm’dan Mescid-i Aksâ’ya oradan da Allah’ın huzuruna yükseldiği hadiseye denir. Mirac olayı Receb ayının yirmi yedinci gecesi gerçekleşir. Olayın iki aşaması vardır. Birinci aşamada Hz. Peygamber (s.a.s) Mescidül-Haram'dan Beytü'l-Makdis'e (Kudüs) götürülür. Kur'an'ın andığı bu aşama, gece yürüyüşü anlamında isra adını alır. İkinci aşamayı ise Hz. Peygamber (s.a.s)'in Beytü'l-Makdis'ten Allah'a yükselişi oluşturur. Mirac olarak anılan bu yükselme olayı Kur'an'da anılmaz, ama çok sayıdaki hadis ayrıntılı biçimde anlatılır.

Hadislerde verilen bilgiye göre Hz. Peygamber (s.a.s), Kâbe'de Hatim'de ya da amcasının kızı Ümmühani binti Ebi Talib'in evinde yatarken Cebrail gelip göğsünü yardı, kalbini Zemzem ile yıkadıktan sonra içine iman ve hikmet doldurdu. Burak adlı bineğe bindirilerek Beytü'l-Makdis'e getirildi. Burada Hz. İbrahim, Hz. Musa, Hz. İsa ve diğer bazı peygamberler tarafından karşılandı. Hz. Peygamber (s.a.s) imam olarak diğer peygamberlere namaz kıldırdı.

Hz. Peygamber (s.a.s), Beytü'l-Makdis'te kurulan bir Mirac'la ve yanında Cebrail olduğu halde göğe yükselmeye başladı. Göğün birinci katında Hz. Adem, ikinci katında Hz. İsa ve Yahya, üçüncü katında Hz. Yusuf, dördüncü katında Hz. İdris, beşinci katında Hz. Harun, altıncı katında Hz. Musa ve yedinci katında Hz. İbrahim ile görüştü. Cebrail ile birlikte yükseliş Sidretü'l-Münteha'ya kadar sürdü. Cebrail, "Buradan bir parmak ucu ileri geçecek olursam yanarım" diyerek Sidretü'l Münteha'da kaldı. Hz. Peygamber (s.a.s) buradan itibaren Refref adlı başka bir binekle yükselişini sürdürdü. Bu yükseliş sırasında Cennet ve nimetlerini, Cehennem ve azabını müşahede etti. 

Sonunda Allah'ın huzuruna kabul edildi. Kendisine ümmetinden Allah'a şirk koşmayanların Cennet'e gireceği müjdelendi, Bakara suresinin son ayetleri verildi ve beş vakit namaz farz kılındı. Yeniden Refref ile Sidretü'l-Münteha'ya, oradan Burak'la Kudüs'e, oradan da Mekke'ye döndürüldü.

Mirac Gecesinin ertesi günü , Hz. Peygamber (s.a.s) ertesi günü Mirac olayını anlattı. Olayı duyan müşrikler yoğun bir kampanya başlatarak Hz. Peygamber (s.a.s)'i suçlamaya, alaya almaya başladılar. Bu kampanya bazı müslümanları da etkileyerek şüpheye düşürdü. Olayın gerçek olup olmadığını araştırmak isteyenler Beytü'l-Makdis'e ve Mekke'ye gelmekte olan bir kervana ilişkin sorular sorarak Hz. Peygamber (s.a.s)'i sınadılar.

Hz. Peygamber (s.a.s)'in verdiği bilgilerin doğruluğu müslümanları şüpheden kurtardıysa da müşriklerin inatlarını kırmaya yetmedi. Mirac olayı inatlarını ve düşmanlıklarını artırarak onlar için bir fitne nedeni oldu. Bu olay karşısındaki tutumu nedeniyle Hz. Ebu Bekr, Hz. Peygamber (s.a.s)'ce "Sıddîk" lakabıyla onurlandırıldı. Hz. Ebu Bekir olayı kendisine anlatarak hala inanmaya devam edip etmeyeceğini soran müşriklere "O söylüyorsa şüphesiz doğrudur" cevabını vermişti.Mirac olayının gerçekliğinde tüm müslümanlar birleşmişlerdir.

Ancak olayın gerçekleşme biçimi İslam bilginleri arasında görüş ayrılıklarına neden olmuştur. Buna göre İbn Abbas'ın da içinde bulunduğu bazı bilginlere göre Mirac olayı uykuda gerçekleşmiştir. 

Bilginlerin büyük çoğunluğuna göre ise uyku durumunda ve rüyada değil, uyanık iken gerçekleşmiştir. Fakat bu görüşü savunanlar da Mirac'ın yalnız ruhla mı, yoksa hem ruh, hem de bedenle mi olduğu konusunda ikiye ayrılmışlardır. Sonraki Kelamcıların büyük çoğunluğuna göre mirac olayı uyanıkken hem ruh, hem de bedenle gerçekleşmiştir. 

MİRAÇ KANDİLİNİ NASIL İHYA ETMELİYİZ ?

Evvela şunu ifade edelim sevgili dostlar kandil gecelerine mübarek gün ve gecelere özgü has hiç bir ibadet şekli kuran ve sünnette yoktur ilmihallerde böyle bilgilere rastlanmaz bu şuurla hareket edelim ve ibadetlerimizi yapalım inşallah

1)Miraç Kandili gecesinde eğer mümkünse vaktimiz de müsait ise bu geceyi özellikle yatsı ve sabah namazını camide geçirelim camide cemaatle ifa edelim inşallah Zira evde kılınan namazla camide kılınan namaz arasında yirmi yedi derecelik bir sevap olduğunu bilmekteyiz

Hazreti Osman'dan Rivayet edilen bir hadisi şerifte sevgili peygamberimiz şöyle buyurmuştur

Kim yatsı namazını cemaatle kılarsa sanki gecenin yarısını ibadetle ihya etmiş gibi olur Kim de sabah namazını cemaatle kılarsa gecenin tamamını ihya etmiş gibi olur”

Burada şu hususu'da arz etmekte fayda görüyorum sadece sabah namazını veya yatsı namazını camide kılıp diğer namazları evde veya bulunduğumuz yerde iş yerinde kılacağız diye bir kaide yoktur Vakti müsait olan kardeşlerimiz tüm namazlarını camide eda etmelidir edebilirler bunu sadece bir veya iki namazla sınırlandırmak yanlış olur

2)Bu mübarek günde miraç kandilinde Allah rızası için nafile oruç tutalım Recebi şerif ayının 26. ve 27. günlerini oruçlu geçirelim bu şekilde geçirenler sevap kazanırlar şayet tutmaya gücü yetmeyen kardeşlerimiz bu sevaptan mahrum kalırlar

3)Miraç kandilinde kandil gecesinde sevgili peygamberimiz hazreti muhammed mustafa sallallahu aleyhi ve sellem efendimize bol bol salatu selam getirelim en azından bir tespih ve daha fazlası salatu selam çekelim Rabbimizi ve Peygamber efendimizi zikredelim hatırlayalım unutmayalım

4)Miraç kandilinde kandil gecesinde kuranı kerim okuyalım manası üzerinde düşünelim tefekkür edelim varsa kaza namazı kılalım nafile namaz kılalım alemi İslam için ümmeti muhammed için bol bol dua edelim

5)Miraç kandilinde kandil gecesinde muhasebe yapalım günahlarımızın kusurlarımızın af ve mağfiret olması için tevbe ve istiğfarda bulunalım rabbimizden af ve mağfiret dileyelim en azından bir tespih ve daha fazlası Estağfurullah çekelim inşallah

6)Müminlere beş vakit namaz miraç kandilinde miraç gecesinde farz kılındı yani hediye olarak gönderildi bu mübarek gecede gündüz ve gece bol bol namaz kılalım beş vakit namazımızı eda edelim kazaya bırakmayalım nafile namaz kılalım varsa namaz borcumuz bir günlük kaza namazı kılalım inşallah

MİRAÇ HEDİYELERİ

1)Beş vakit namaz

2)Bakara suresinin son iki ayeti

3)Şirk koşmayanların af edileceği

(Müslim, Îman, 279)

Yazımızı İsra suresinden peygamberimize vahy olunan ahlak ve fazilet düsturlarını maddeler halinde mealen yazarak noktayalım inşallah

Allah ile birlikte bir ilâh daha tanıma! Sonra kınanmış ve kendi başına terk edilmiş olarak kalırsın. İSRA SURESİ 22

Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana-babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine of! bile deme; onları azarlama; ikisine de güzel söz söyle. İSRA SURESİ 23

Akrabaya, yoksula ve yolda kalmış yolcuya haklarını ver, fakat saçıp savurma. İSRA SURESİ 26

Eli sıkı olma; büsbütün eli açık da olma. Sonra kınanır, (kaybettiklerinin) hasretini çeker durursun. İSRA SURESİ 29

Geçim endişesi ile çocuklarınızın canına kıymayın. Biz, onların da sizin de rızkınızı veririz. Onları öldürmek gerçekten büyük bir suçtur. İSRA SURESİ 31

Zinaya yaklaşmayın. Zira o, bir hayâsızlıktır ve çok kötü bir yoldur İSRA SURESİ 32

Haklı bir sebep olmadıkça, Allah’ın, öldürülmesini haram kıldığı cana kıymayın. Kim haksız yere öldürülürse, biz onun velisine yetki vermişizdir. Ancak o da (kısas yoluyla) öldürmede meşru ölçüleri aşmasın. Çünkü kendisine yardım edilmiştir. İSRA SURESİ 33

Yetimin malına, rüşdüne erinceye kadar, ancak en güzel bir niyetle yaklaşın. Verdiğiniz sözü de yerine getirin. Çünkü verilen söz, sorumluluğu gerektirir. İSRA SURESİ 34

Ölçtüğünüzde ölçmeyi tam yapın, doğru terazi ile tartın. Bu daha hayırlı, sonuç bakımından daha güzeldir. İSRA SURESİ 35

Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur. İSRA SURESİ 36

Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma. Çünkü sen (ağırlık ve azametinle) ne yeri yarabilir ne de dağlarla ululuk yarışına girebilirsin. İSRA SURESİ 37

Sevgili Kardeşlerim Miraç Kandiliniz Mübarek Olsun

Miraç Kandilinin milletimiz memleketimiz ve alemi İslam'a hayır huzur barış kardeşlik esenlik getirmesini ve kurtuluşumuza vesile olmasınıcenabı mevladan niyaz ediyorum

Miraç Kandilinizi Tebrik Eder Dua Eder Dua Beklerim

Hayırla Kalın Allah'a Emanet Olun

Araştırmacı İlahiyatçı Eğitimci Yazar Salih Kebapçı

Twitter.com / @Salihkebapcii

Görüntüleme Sayısı