Hayatta iken
sâlihlerle beraberlik ehemmiyetli olduğu gibi, kabirde de
onlara komşu olmak büyük bir ehemmiyet arz etmektedir. Bunu
Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve
sellem- şöyle ifâde buyurur:
“Ölülerinizi sâlih insanların arasına defnediniz.” (Deylemî, I,
102)
Bunlarla
birlikte komşuların ufak tefek eziyet ve sıkıntılarına da katlanmak
gerekir. Zîrâ Cenâb-ı Hakk’ın sevdiği kişilerden biri de, komşusunun eziyetlerine
Allah rızâsı için katlanan kimsedir. Allah Teâlâ onu, bir şekilde
komşusunun fenâlığından muhâfaza eder.
KOMŞU HAKLARI
Peygamber
Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm- komşu hakları husûsunda şöyle
buyurmuştur:
“Cebrâîl
bana, dâimâ komşu hakkını tavsiye ederdi. Öyle ki ben, komşuları birbirine
mîrasçı kılacak zannetmiştim!” (Buhârî,
Edeb, 28; Müslim, Birr, 140)
“…Komşuna
ihsanda bulun ki (kâmil
bir) mü’min olasın…” (Tirmizî,
Zühd, 2/2305; İbn-i Mâce, Zühd, 24)
Ebû Zer
-radıyallâhu anh- şöyle
der:
“Dostum
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bana şöyle vasiyet etti:
«Çorba
pişirdiğin zaman suyunu çok koy. Sonra da komşularrını gözden geçir ve
gerekli gördüklerine güzel bir şekilde ikrâm et!»” (Müslim, Birr, 143)
Hadîs-i
şerîf muktezâsınca komşu hakkını îfâya, yokluk dahî mâzeret değildir. İmkânı dar olan
kişi de gücü nisbetinde komşusunu kollamak durumundadır. Zîrâ Allah Rasûlü
-sallâllâhu aleyhi ve sellem-’den şöyle bir ihtar vârid olmuştur:
“Komşusu
açken tok yatan kimse mü’min değildir.” (Hâkim,
II, 15; Heysemî, VIII, 167)
KOMŞULARA HUZURSUZLUK VERMEK İMAN ZAÂFIDIR!
Diğer
taraftan komşulara huzursuzluk vermek, büyük bir îman zaafıdır. Komşular,
öncelikle birbirlerinin şerrinden emîn olmalıdırlar. Nitekim Ebû Hüreyre
-radıyallâhu anh-’ın rivâyetine göre Peygamber Efendimiz -aleyhissalâtü
vesselâm-:
“–Vallâhi
îmân etmiş olmaz. Vallâhi îmân etmiş olmaz. Vallâhi îmân etmiş olmaz!” buyurdu. Sahâbîler:
“–Kim
îmân etmiş olmaz, yâ Rasûlallâh?” diye
sordular.
Efendimiz -aleyhissalâtü
vesselâm-:
“–Yapacağı
fenâlıklardan komşusu emniyet içinde olmayan kimse!” buyurdu. (Buhârî, Edeb, 29; Müslim,
Îmân, 73; Tirmizî, Kıyâmet, 60)
KOMŞUSUNA KÖTÜLÜK YAPANLAR CENNETE GİREMEZ
Fenâlıklarından
komşusu emniyette olmayan kimsenin cennete giremeyeceği de haber verilmiştir. [2]
Peygamber
Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- komşu haklarını şöyle açıklar:
“Bir
kişi, ehline ve malına gelecek kötülükten korktuğu için kapısını komşusuna
kapalı tutmak zorunda kalıyorsa, o komşu, gerçek mü’min değildir. Aynı şekilde şerrinden emîn olunmayan komşu da gerçek mü’min değildir.
KOMŞU
HAKKININ NE OLDUĞUNU BİLİYOR MUSUN?
1.
Senden yardım dilediğinde yardım
etmen, borç istediğinde vermen,
2.
Muhtaç olduğunda ihtiyacını görmen,
3.
Hastalandığında ziyâret etmen,
4.
Bir hayra kavuştuğunda tebrik etmen,
5.
Musîbete
uğradığında tâziyede bulunman,
6.
Öldüğünde cenâzesine katılman,
7.
İzni olmadıkça binânı onun
binâsından daha yüksek yapıp rüzgârına mânî olmaman,
8.
Çorbandan az da olsa ona da göndermek
sûretiyle tencerenin kokusuyla onu rahatsız etmemendir.
9.
Bir meyve satın aldığında ona da
hediye et,
Eğer
bunu yapamazsan meyveyi evine (komşuna göstermeden) gizlice getir.
10. Onu çocuğun da dışarı götürüp,
komşunun çocuğunu özendirmesin.” (Beyhakî,
Şuab, VII, 83; Kurtubî, V, 120-123)
Komşuya
verilecek veya ondan gelecek herhangi bir hediyeyi kesinlikle küçük görmemelidir. Her vesîleyle
onların gönlünü almaya bakmalı, devamlı ikram ve ihsanda bulunmalıdır.
Allah Rasûlü -sallâlllâhu aleyhi ve sellem- ne güzel buyurur:
“Birbirinize
hediye veriniz. Çünkü hediye, gönüllerdeki dargınlığı yok eder. Komşu
hanımlar birbiriyle hediyeleşmeyi küçümsemesin! Alıp verdikleri şey,
azıcık bir koyun paçası bile olsa!..” (Tirmizî,
Velâ, 6/2130)
Dipnotlar: 1) Bkz. Ahmed, V, 176. 2) Bkz.
Müslim, Îmân, 73.