Sır saklamak bir irade imtihanıdır Bu imtihanı kazanmayan hayatta hiçbir imtihanı kazanamaz | Hazreti Ali

27 Kasım 2018 Salı

AYETLER IŞIĞINDA KUR’AN-I KERİM’İN TEMEL KONULARI



Kur’an-ı Kerim, insan ve onun mutluğu için gönderildiğinden, onda, insanın hem dünyasını hem de ahiretini ilgilendiren ve insanın her iki âlemde de mutlu olmasını sağlayacak olan bilgi ve hükümler mevcuttur. 

Hemen ikinci sure olan Bakara suresinde Yüce Allah Kur’an’ın takvâ sahipleri için bir hidayet kitabı olduğunu belirtir. Kur’an, bu hükümlerle birlikte, insan için gerekli olan konulara da yer vermektedir.

1)İMAN

İman, Kur’an’da bahsi geçen konuların esası ve özünü teşkil eder. Kur’an’da: Allah’ın varlığı, birliği ve sıfatları anlatılır. Meleklerden bahsedilir. Allah’ın insanlara peygamber ve kitap gönderdiği bildirilir.

Kur’an’da, iman esaslarından birisi olan ahiret inancı üzerinde de durulur. Kıyametten ve ahiret hallerinden bahsedilmektedir. Kur’an’ın, konuyla ilgili ayetlerinden bazıları şunlardır

Gökyüzü yarıldığı, yıldızlar döküldüğü, denizler birbirine katıldığı, kabirlerin içindekiler dışarı çıkarıldığı zaman, insanoğlu, yapıp gönderdiklerini ve (yapamayıp) geride bıraktıklarını bir bir anlar.”

Nihayet sûra üflenecek. Bir de bakarsın ki onlar kabirlerinden kalkıp koşarak Rablerine giderler.”

2)İBADET

Kur’an-ı Kerim’de insanın yapması gereken ibadetler belirtilmiş, bu ibadetlerin nasıl yerine getirileceği ana hatlarıyla açıklanmıştır. İbadetlerini yerine getiren müminlerin de ahirette kurtuluşa erecekleri belirtilmiştir.

İbadetle ilgili olarak Kur’an-ı Kerim’de yer alan ayetlerden bazıları şunlardır

Sana (gelmesi kesin olan) ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et.”

Asra yemin ederim ki insan gerçekten ziyan içindedir. Bundan ancak iman edip salih amel işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesnadır”

Kur’an, bunlar ve benzeri ayetlerle insanı Allah’a ibadet etmeye çağırmaktadır. İnsana düşen görev, bu çağrıya uyarak Cenab-ı Hakk’a olan kulluk görevini yerine getirmesidir.

3)AHLAK

Kur’an-ı Kerim’de ahlakla ilgili birçok esas yer almaktadır. Kur’an’ın bu konularla ilgili ayetlerinden bazıları şunlardır

Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve doğru söz söyleyin.”

Ölçtüğünüzde ölçmeyi tam yapın, doğru terazi ile tartın. Bu daha hayırlıdır, sonuç bakımından daha güzeldir. Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur. Yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Çünkü sen yeri asla yaramazsın, dağlara ululuk yarışına giremezsin.”

Kur’an’da insanların birbirleriyle ilişkilerinde adaleti esas almaları, birbirlerine iyilikte bulunmaları, akrabalarına yardımcı olmaları emredilmekte: Kötü olan davranışları yapmaları da yasaklanmaktadır.

Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder: Çirkin işleri, fenalığı ve azgınlığı yasaklar…”

Ey iman edenler! Şarap, kumar, putlar, fal okları şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz.”

İslam dini, iyi ve güzel ahlaka büyük önem verir ve bunu toplumun her kesiminde yerleştirmeyi amaç edinir. Bundan dolayı Kur’an-ı Kerim, pek çok ayetinde ahlak esaslarından bahsetmekte, insanları iyiye, güzele ve doğruya yönlendirmektedir.

Kur’an’ı bize tebliğ eden Hz. Peygamber Efendimiz de gönderiliş sebebinin güzel ahlakı tamamlamak olduğunu ifade eder. Kur’an da Efendimiz hakkında şöyle buyurur

Sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin.”

4)Varlıklardan ve Onların Yaratılışından Bahseden Konular

Kur’an-ı Kerim’de varlıklar ve onların yaratılışları, birtakım özellikleri ile ilgili bilgilerde yer almaktadır. Kur’an’ın, bu konularla ilgili ayetlerinden bazıları şunlardır
Gökleri ve yeri, yerli yerince yarattı. Sizi şekillendirdi ve şekillerinizi de güzel yaptı. Dönüş ancak Ona’dır.”

Kur’an-ı Kerim, bazı varlıkların yaratılışlarına ve birtakım özelliklerine dikkat çekmekte; insanların bundan ibret almalarını ve her şeyin yaratıcısı ve Rabbi olan Allahü Teâlâ’nın sonsuz kudret sahibi olduğunu idrak etmelerini istemektedir.

Biz, yeryüzünü bir döşek, dağları da birer kazık yapmadık mı? Sizi çifter çifter yarattık. Uykunuzu bir dinlenme kıldık. Geceyi bir örtü yaptık, gündüzü de çalışıp kazanma zamanı kıldık. Üstünüzde yedi kat sağlam göğü bina ettik. (Orada) alev alev yanan bir kandil yarattık. Size tohumlar, bitkiler, sarmaş dolaş olmuş bağlar, bahçeler yetiştirmek için üst üste yığılıp sıkışan bulutlardan şarıl şarıl akan sular indirdik.”

Allah, sizi bir tek nefisten yarattı. Sonra ondan da eşini yarattı… Sizi de annelerinizin karnında üç katlı karanlık içinde, çeşitli safhalardan geçirerek yaratıyor. İşte bu yaratıcı, rabbiniz Allah’tır. Mülk Onundur, Ondan başka ilah yoktur…”

Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’in bu tür ayetleri, ilim adamlarını araştırma ve incelemeye sevk etmiş, bazı icat ve keşiflerde yol gösterici olmuştur. Zaten Kur’an-ı Kerim’in amaçlarından birisi de insanların ufkunu açmak, Allah Teâlâ’nın verdiği akıl, his ve kabiliyetlerle varlıkların özelliklerini kavrayıp onlardan en verimli şekilde faydalanmasını sağlamaktır.

5)İnsanlar Arasındaki İlişkileri Düzenleyen Hükümler

Kur’an’ın insanlar arasındaki ilişkileri düzenleyici hükümler içeren ayetlerinden bazıları şunlardır

Ölçtüğünüz zaman tastamam ölçün ve doğru terazi ile tartın…”

Kur’an’da, insanların mallarının haram yollarla alınıp yenilmesinin, rüşvet alıp vermenin haram olduğu bildirildiği gibi intiharın ve başkasının canına kıymanın da haram olduğu belirtilmektedir. Örneğin, şu ayetler bu konularla ilgilidir

Ey iman edenler! Karşılıklı rızaya dayanan ticaret olması müstesna, mallarınızı batıl (haksız ve haram yollar)ile aranızda (alıp vererek) yemeyin. Ve kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah, size çok merhametlidir.”

“…Kim bir cana veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya karşılık olmaksızın (haksız yere) bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş gibi olur. Her kim bir canı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur…”

Kur’an, insanların birbirlerine adaletli, dürüst ve saygılı davranmalarını; birbirlerinin haklarını gözetmelerini, birbirlerine iyiliği tavsiye etmelerini emreder.

Sizden; hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar, kurtuluşa erenlerdir.”

Kur’an; insanlar arasında adaletin sağlanması, barışın ve güvenin korunması için cihat edilmesini de emreder.

“ … Mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihat edin…”

Kur’an’ın bu hükümlerine uyan kimselerin oluşturduğu toplumda adalet, güven, huzur ve mutluluk hâkim olur.

Bu anlamda tüm bu hükümlerin en güzel bir şekilde uygulandığı Hz. Peygamber’in ve ilk Müslümanların yaşadığı döneme, mutluluk dönemi anlamına gelen “asr-ı saadet”denilmiştir

6)Peygamberler ve İlahi kitaplar
Allah celle celâluh,yaratmış olduğu insana birtakım görevler vermiş ve bu görevleri, gönderdiği kitaplarında belirtmiştir. Bu kitaplarında belirttiği emir ve yasaklarını insanlara öğretmeleri, hükümlerinin yaşanmasında örnek olmaları için insanların kendi içlerinden peygamberler de göndermiştir.

Kur’an bu peygamberler ve ilahi kitaplarla ilgili bilgiler verir, insanların onlara uymaları gerektiğini bildirir.

Allah Teâla’nın insanlara peygamberler göndermesi, onların aracılığıyla vahyi insanlara bildirmesi, kendisini tanıyabilmeleri için, akıl ve gönül gibi nimetleri insanlara bahşetmesi, hep O’nun engin merhametinin birer tezahürleridir.

Kur’an, son peygamber olan Hz. Muhammed‘in (s.a.v.) bütün insanlara müjdeci, uyarıcı ve örnek olarak gönderildiğini, onun insanları Allah’ın yoluna çağıran bir davetçi olduğunu belirtir.

7- Kıssalar (Yaşanmış Hikâyeler)
Kur’an-ı Kerim’de peygamberleri ve başlarına gelen olayları anlatan kıssalar da yer almaktadır. Ayrıca geçmişte yaşamış ve Allah’ın hükümlerine karşı geldikleri için Allah tarafından çeşitli bela ve musibetlerle cezalandırılmış olan bazı milletleri anlatan kıssalar da yer almaktadır.

Bu milletlerin kıssalarının anlatılmasının hikmeti, insanların bunlardan ibret almalarını ve geçmiş ümmetlerin cezalandırılmalarına sebep olan davranışlardan uzak durmalarını sağlamaktır. Şu ayet, bu amacı belirtmektedir

Sizden önce nice (milletler hakkında) ilahi kanunlar gelip geçmiştir. Onun için, yeryüzünde gezin, dolaşın da (Allah’ın ayetlerini) yalan sayanların akıbetleri ne olmuş, görün de ibret alın!”

8- Dua ve Dua ayetleri

Kur’an-ı Kerim’de duaya dair hususlar da bulunmakta ve yapılan duaların Allah tarafından kabul edileceği belirtilmektedir

Rabbiniz şöyle dedi: Bana dua edin, duanıza cevap vereyim.”

Zira insanın günahlarını affedecek olan Allah’tır. O’nu, ahirette azaptan kurtaracak olan da Allah’tır.

Bundan dolayı Kur’an, insanın yaptığı hatalarının, işlediği günahlarının bağışlanması ve ahirette kurtuluşa ulaştırması için Allah’a dua etmesi ve ondan yardım istemesi gerektiğini belirtmekte ve bu konuda bize dua örnekleri sunmaktadır. Bu dualardan birisi şudur

“…Rabbimiz! Eğer unutacak veya yanılacak olursak bizi sorumlu tutma. Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme. Rabbimiz! Bize, gücümüzün yetmediği şeyi taşıtma. Bizi affet. Bizi bağışla. Bize acı. Sen bizim Mevla’mızsın; kâfirlere karşı bize yardım et.”

Kur’an-ı Kerim’de pek çok dua ayeti bulunmaktadır. İnsan, Cenab-ı Hakk’a dua etmeli, ona sığınmalı, ondan yardım ve bağışlama dilemeli, ona güvenmelidir. Duasının kabul olunması için de Allah’a itaat etmeli, onun emirlerini yerine getirmelidir ve yasaklarından da kaçınmalıdır.

Doğrudan Rabbine dua edip O’ndan bir şeyler dileyebilmenin ne büyük bir nimet olduğunun bilincinde olmalıdır. Dua etmeli, ihlasla dua edebilmeyi dilemeli, dua edebildiği için şükretmelidir. Dua insanın hayatının anlamıdır ve kulluğun özüdür. Öyle ki Allah Teâlâ buyurur;

(Resûlüm!) De ki: Duanız (kulluk ve yalvarmanız) olmasa, Rabbim size ne diye değer versin?!” (Furkân, 77).

En’am sûresi, 102- 103; İhlas sûresi, 1-4; Furkan sûresi, 2. ayetler
Nahl sûresi, 49. ayet
Bakara sûresi, 213. ayet
İnfitar sûresi, 1-5. ayet
Yasin sûresi, 51. ayet
Hicr sûresi, 99. ayet
Asr sûresi, 1-3. ayetler
Ahzab sûresi, 70. ayet
İsra sûresi, 35-37. ayetler
Nahl sûresi, 90. ayet
Maide sûresi, 90. ayet
Kalem sûresi, 3. ayet
Teğabun sures, 3. ayet
Nebe Sûresi, 6-16. ayetler
Zûmer Sûresi, 6. ayet
İsra Sûresi, 35. ayet
Nisa süresi.29. ayet
Maide Sûresi, 32. ayet
Ali İmran sûresi, 104. ayet
Tevbe sûresi, 41. ayet
Maide Sûresi, 44; Nisa Sûresi, 163; Maide Sûresi, 46; İbrahim Sûresi, 52. ayetler
Ahzab sûresi. 21, 45-46. ayetler
Ali İmran Sûresi, 137. ayet
Mü’min sûresi, 60. ayet
Bakara sûresi, 285. ayet

Hayırla Kalın Allah'a Emanet Olun

Araştırmacı İlahiyatçı Eğitimci Yazar

Salih Kebapçı Twitter.com @Salihkebapcii

22 Kasım 2018 Perşembe

KURANI KERİMİN MUHTEVÂSI



Kur’ân-ı Kerîm İslâm dininin temel kaynağıdır. İnsanları hem bu dünyada hem de âhirette mutluluğa kavuşturmak için gönderilmiş bulunan Kur’ân-ı Kerîm başlıca şu konuları kapsamaktadır.

1-İtikad:Başta Allah’a iman olmak üzere peygamberlere, meleklere, kitaplara, kazâ ve kadere, âhirete ait önemli konular ve inançla ilgili çeşitli meseleler, Kur’an’ın kapsadığı konuların başında gelir.

2-İbadetler:Kur’an’da müslümanların yapmakla yükümlü bulundukları namaz, oruç, hac, zekât ibadetlere dair âyetler vardır.

3-Muâmelât:Kur’an bir toplumun devamını sağlayan ve toplum fertleri- nin aralarındaki ilişkileri düzenleyen birtakım hükümleri Kur’an’da alışveriş, emanet, bağış, vasiyet, miras, aile hayatı, nikâh ve boşanma gibi kişiyi ve toplumu ilgilendiren konulara dair açıklamalar ve hükümler vardır.

4-Ukubat:İslâm toplumunun mutluluğa erişebilmesi, bu toplum fertleri- nin, İslâm’ın koyduğu kurallara aynen uymasıyla mümkün olur.

Toplumun düzenini bozan, insan haklarını ve yasakları çiğneyen kimseler cezayı hak edecekleri için Kur’an bunlarla ilgili hükümleri de kapsamaktadır

5-Ahlâk:Kur’an, kişilerin dünya ve âhiret mutluluğunun sağlamasına yardımcı olmak üzere, ana babaya hürmet, insanlarla iyi geçinme, iyiliği emretme, kötülükten sakındırma, adalet, doğruluk, alçak gönüllülük, merhamet, gibi ahlâkî hükümleri de kapsamına almaktadır.

6-Nasihat ve Tavsiyeler:İnsanlara emir ve yasaklar konusunda duyarlı olmalarını, nefislerine esir düşmemelerini, dünyayı âhirete tercih etmemele- rini, dünyada imtihana çekildiklerini hatırlatan, çeşitli tehlikelerden koruyan nasihat ve tavsiyeler de Kur’an’ın içerdiği konular arasındadır

7-Va‘d ve Vaîd:Allah’ın emirlerine boyun eğip yasaklarından kaçınanların cennetle mükâfatlandırılacaklarına, buyruklarını terkedip yasaklarını çiğneyenlerin cehennemle cezalandırılacaklarına dair Kur’an’da pek çok âyet bulunmaktadır

8-İlmî Gerçekler:Kur’an, insanlığa gerekli olan ilmî gerçeklerin ve tabiat kanunlarının ilham kaynağını teşkil eden âyetleri de kapsamaktadır.

Kur’an, bu ilmî gerçeklerden bir pozitif bilim kitabı gibi bahsetmek yerine insanları, âlemin yaratıcısının kudret ve büyüklüğünü düşünmeye, Allah’ın nimetlerini anarak O’nu yüceltmeye teşvik eder.

9-Kıssalar: Kur’ân-ı Kerîm önceki ümmetlerle, peygamberlerin hayatın- dan da söz eder. Ancak bunları bir tarih kitabı gibi değil, insanların ibret alacakları bir üslûp ile anlatır

10-Dualar:İnsan yapacağı işlerde sürekli Allah’ın yardımına muhtaç ol- duğu için Kur’an’da çeşitli dualar da yer almıştır.

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları İlmihal Cilt 1

16 Kasım 2018 Cuma

EN GÜZEL ÖRNEK KURANA GÖRE PEYGAMBERİMİZ



Sevgili Kardeşlerim Aziz Dostlar Sevgili Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa aleyhissalatü vesselam efendimizden bahseden bir çok ayet bulunmaktadır Bunların tamamını yazma imkanımız yoktur. Ancak Allah rasulünün özeliklerini anlatan ayetleri, peygamberliğinden bahseden ayetlerden bir kısmını yazmaya çalışalım inşallah

Kur’an-ı Kerim’de bir peygamber olarak Hz.Muhammed (S.A.V) ile ilgili sayılan başlıca özellikler Allah’ın elçisi, son peygamber, evrensel peygamber, âlemlere rahmet, yüce ahlâk sahibi ve güzel örnek oluşu bahsedilmiştir

Hz. Muhammed’in (s.a.v) Kur’an-ı Kerim’de belirtilen ilk önemli özelliği, son peygamber oluşudur ondan başka bir peygamber gelmeyecektir kuranı kerimde cenabı hak Ahzab suresinin 40.ayetinde bunu bizlere bildirmiştir

مَّا كَانَ مُحَمَّدٌ أَبَا أَحَدٍ مِّن رِّجَالِكُمْ وَلَكِن رَّسُولَ اللَّهِ وَخَاتَمَ النَّبِيِّينَ وَكَانَ اللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمًا

Mâ kâne muhammedun ebâ ehadin min ricâlikum, ve lâkin resûlallâhi ve hâtemen nebiyyine, ve kânallâhu bi kulli şey’in alîmâ

Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. Fakat o Allah’ın Resûlü ve nebîlerin sonuncusudur. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir. 33/40

Bu hususu, bizzat Hz.Peygamber (s.a.v) kendisi de belirtmiştir

Benden sonra artık gelecek olan peygamber yoktur

(Müslim, fedâilü’s-sahâbe, 30)

Önceki peygamberlerkendi kavimlerine veya belirli bölgelere gönderilmiştir. Hz. Muhammed’in (s.a.v) peygamberliği ise bütün insanlığa gönderilmiştir

وَمَا أَرْسَلْنَاكَ إِلَّا كَافَّةً لِّلنَّاسِ بَشِيرًا وَنَذِيرًا وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ

Ve mâ erselnâke illâ kâffeten lin nâsi beşîran ve nezîran ve lâkinne ekseran nâsi lâ ya’lemûn

Biz, seni ancak bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Fakat insanların çoğu bilmezler. 34/28

Bütün insanlar için peygamber olduğunu ve buna inanmak gerektiğini duyurmak, ona Yüce Allah tarafından verilmiş görevidir

(Ey Muhammed!) De ki: “Ey insanlar! Şüphesiz ben, yer ve göklerin hükümranlığı kendisine ait olan Allah’ın hepinize gönderdiği peygamberiyim. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O, diriltir ve öldürür. O hâlde, Allah’a ve O’nun sözlerine inanan Resûlüne, o ümmî peygambere iman edin ve ona uyun ki doğru yolu bulasınız “ 7/158

فَآمِنُوا بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ وَالنُّورِ الَّذِي أَنزَلْنَا وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرٌ

Fe âminû billâhi ve resûlihî ven nûrillezî enzelnâ, vallâhu bimâ ta’melûne habîr

Artık siz Allah’a, peygamberine ve indirdiğimiz nûra (Kur’an’a) iman edin. Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır. 64/8

وَمَن لَّمْ يُؤْمِن بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ فَإِنَّا أَعْتَدْنَا لِلْكَافِرِينَ سَعِيرًا

Ve men lem yu’min billâhi ve resûlihî fe innâ a’tednâ lil kâfirîne saîrâ

Kim Allah’a ve Peygambere inanmazsa bilsin ki, şüphesiz biz, inkârcılar için alevli bir ateş hazırladık. 48/13

Son ve evrensel peygamber olan Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v), âlemlere rahmet olarak gönderilmiştir kuranı kerim bunu bizlere şu ayetlerle bildirmektedir

وَمَا أَرْسَلْنَاكَ إِلَّا رَحْمَةً لِّلْعَالَمِينَ

Ve mâ erselnâke illâ rahmeten lil âlemîn

(Ey Muhammed!) Seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik. 21/107

Sevgili peygamberimiz Bu niteliklerinin bir gereği olarak, insanlara Yüce Allah’ın buyruklarını ve yasaklarını iletti, hak dini öğretti, ebedî kurtuluş yolunu gösterdi.

Sevgililer sevgilisi peygamberimizin başlıca özelliklerinden bir başkası, onun üstün ahlâk sahibi oluşudur yüce ahlak sahibi bir peygamberdir bütün insanların bağlanacağı en güzel örnektir

Peygamberimiz (sav) insanlık için model ve örnektir insanlığın önünü açan yolunu aydınlatan bir fenerdir nur saçan bir kandildir kuranı kerimde ise şöyle bahsedilmiştir

لَقَدْ كَانَ لَكُمْ فِي رَسُولِ اللَّهِ أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ لِّمَن كَانَ يَرْجُو اللَّهَ وَالْيَوْمَ الْآخِرَ وَذَكَرَ اللَّهَ كَثِيرًا

Lekad kâne lekum fî resûlillâhi usvetun hasenetun limen kâne yercûllâhe vel yevmel âhıra ve zekerallâhe kesîrâ

Andolsun, Allah’ın Resûlünde sizin için; Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır. 33/21

Kıymetli Dostlar sevgili peygamberimizi kendimize rehber edinmeli onu kendimize örnek almalı rol model olarak belirlemeli sorunlarımıza nebevi çözüm yolları bularak çözemeye çalışmalıyız

En güzel örnek en güzel rehber en güzel lider en güzel rol model öncü ahlak timsali Hazreti Muhammed Mustafa (sav) efendimizdir

يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ إِنَّا أَرْسَلْنَاكَ شَاهِدًا وَمُبَشِّرًا وَنَذِيرًا

Yâ eyyuhân nebiyyu innâ erselnâke şâhiden ve mubeşşiran ve nezîrâ

Ey Peygamber! Biz seni hakikaten bir şahit, bir müjdeleyici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.

وَدَاعِيًا إِلَى اللَّهِ بِإِذْنِهِ وَسِرَاجًا مُّنِيرًا

Ve dâîyen ilâllâhi bi iznihî ve sirâcen munîrâ

Allah'ın izniyle, bir davetçi ve nûr saçan bir kandil olarak (gönderdik).

33/45-46

Sevgili peygamberimizi her müslümanın örnek alması dini bir görevdir Allah teala peygamberimize uymayı emretmiştir nitekim ayeti kerimede şöyle buyuruyor

Peygamber size ne verdiyse onu alın, neyi de size yasak ettiyse ondan vazgeçin. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz, Allah’ın azabı çetindir. 59/7

Allah resulü kıyamete kadar bütün insanlara örnek olacaktır inşallah

Peygamberimizin en önemli bir özelliği de şefkatli ve merhametli olmasıdır kuranı kerimde tevbe suresinin 128.ayetinde şöyle bildirilmiştir

لَقَدْ جَاءكُمْ رَسُولٌ مِّنْ أَنفُسِكُمْ عَزِيزٌ عَلَيْهِ مَا عَنِتُّمْ حَرِيصٌ عَلَيْكُم بِالْمُؤْمِنِينَ رَؤُوفٌ رَّحِيمٌ

Lekad câekum resûlun min enfusikum azîz aleyhi mâ anittum harîsun aleykum bil mu’minîne raûfun rahîm

Andolsun, size kendi içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, mü’minlere karşı da çok şefkatli ve merhametlidir.

Allah’ın rahmeti sayesinde sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. Artık sen onları affet. Onlar için Allah’tan bağışlama dile. İş konusunda onlarla müşavere et. Bir kere de karar verip azmettin mi, artık Allah’a tevekkül et, (ona dayanıp güven). Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever. 3/159

Kuranı kerimde peygamberimizin peygamberliğinden bahseden bir kaç ayet meali daha yazalım inşallah

"Şüphesiz biz seni bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak hak (Kur'an) ile gönderdik. Sen cehennemin halkından sorumlu tutulmayacaksın."(2/119)

"İşte bunlar Allah'ın ayetleridir; onları sana bir hak olarak okuyoruz. Sen de gönderilen elçilerdensin."(2/252)

"Şüphesiz Allah'ın sana gösterdiği gibi insanlar arasında hükmetmen için biz sana Kitabı hak olarak indirdik. (Sakın) Hainlerin savunucusu olma."(4/105)

"Ey peygamber Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer (bu görevini) yapmayacak olursan O'nun elçiliğini tebliğ etmemiş olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır. Şüphesiz Allah kafir olan bir topluluğu hidayete erdirmez."(5/67)

"Öyle ki Allah'tan başkasına ibadet etmeyin. Gerçekten ben sizi O'nun tarafından uyaran ve müjdeleyenim."(11/2)

"İnkâr edenler derler ki:"Ona Rabbinden bir ayet (mucize) indirilseydi ya."Sen yalnızca bir uyarıcısın ve her topluluk için bir hidayet önderisin."(13/7)

Sevgili peygamberimiz her haliyle hem sözleriyle hem fiili davranışlarıyla bütün insanlığa en güzel en anlamlı örnektir ondan daha güzel rol model örnek olamaz onun yolu sünneti hayatlarımıza sevgi güzellik huzur ve hayırlar getirir ve hayatımızı süsler

Sevgili peygamberimizi herkes kendi alanında örnek almalıdır rol model etmelidir çalışma hayatında olanlar peygamberimizin ticaret ahlakını idarecilik yöneticilik liderlik vasıflarını aile hayatına sevecen baba dede olmasını çocuk sevdalısı bir peygamber olmasını örnek alabilir

Sevgili peygamberimizi özellikle aile hayatında örnek almalıyız rol model tayin etmeliyiz onun şefkatli merhametli bir eş sevecen bir baba ve dede çocuk sevdalısı bir peygamber oluşunu örnek almaya çok ihtiyacımız var muhtacız

Sevgili peygamberimizi özellikle aile hayatında örnek almalıyız rol model tayin etmeliyiz onun şefkatli merhametli bir eş sevecen bir baba ve dede çocuk sevdalısı bir peygamber oluşunu örnek almaya çok ihtiyacımız var

Her zaman her alanda peygamberimizin kurtuluş reçetesine muhtacız ve ihtiyacımız var En güzel örnek en güzel rehber en güzel lider en güzel rol model öncü ahlak timsali Hazreti Muhammed Mustafa (sav) onu kendimize örnek alalım kuran ve sünnetin rehberliğinde bir hayat yaşayalım ve kurtuluşa erelim inşallah

Mevlid kandilinin memlketimiz milletimiz ve alemi islam için hayırlar getirmesini alemi islamın huzuruna barışına esenliğine kurtuluşuna uyanışına vesile olmasını cenabı haktan niyaz ederim

Yazımızı okuyan ve bizleri twitter hesabımız üzerinden takip eden tüm kardeşlerimin mevlid kandilini şimdiden en içten dileklerimle tebrik ederim

Şimdiden Mevlid kandiliniz mübarek olsun

Hayırla kalın Allah'a emanet olun

Araştırmacı İlahiyatçı Eğitimci Yazar

Salih Kebapçı Twitter.com @Salihkebapcii-Salihkebap1@gmail.com

15 Kasım 2018 Perşembe

KUL HAKKI NASIL AFFEDİLİR?



İslâm’a göre bütün insanların hukûkuna riâyet etmek çok mühim bir husustur. Bunlar içinde bilhassa anne-baba, âile, akrabâ ve komşu hakları daha mühimdir. Cenâb-ı Hakk’ın kullarına bahşettiği bir hakkı çiğnemek, büyük günahlardandır.

Yüce Rabbimiz kendisine karşı işlenen hatâ ve günahları, kullarının samimî tevbeleri neticesinde affettiği hâlde, kul hakkını bu affın dışında tutmuştur. Kul hakkını affetmeyi, zulme uğrayan kulunun irâdesine bırakmıştır. Dolayısıyla, herhangi bir kul hakkı sebebiyle tevbe edecek olan kişinin, evvelâ hakkını yediği kimseden helâllik alması şart koşulmuştur.

Bir gün Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem

“–Yalan yemin ile bir Müslümanın hakkını alan kimseye Allah,Cenneti haram eder ve cehennemi farz kılar.”buyurmuştu.

“–Az bir şey olsa da mı yâ Resûlâllah?” diye sordular.

Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem

“–Erak ağacından bir çubuk bile olsa!”buyurdu ve bu sözünü üç defâ tekrarladı. (Müslim, Îmân, 218; Muvatta, Akdiye, 11)

Kul hakkı, sadece mal-mülk gibi maddî imkânlarla alâkalı değildir. Haksız yere birine hakâret etmek, aleyhinde konuşmak, sırasını kapmak, trafikte bekletmek gibi, insanların küçük gördüğü şeyler de aslında mühim birer kul hakkıdır.

Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurur

Kimin üzerinde din kardeşinin ırzı, namusu veya malıyla ilgili bir zulüm varsa, altın ve gümüşün bulunmayacağı kıyâmet günü gelmeden evvel o kimseyle helâlleşsin! Yoksa kendisinin sâlih amelleri varsa, yaptığı zulüm miktarınca sevaplarından alınır, (hak sahibine verilir.) Şâyet iyilikleri yoksa, zulmettiği kardeşinin günahlarından alınarak onun üzerine yükletilir.”(Buhârî, Mezâlim 10, Rikâk 48)

Cenâb-ı Hak şöyle buyurur

Sonra siz muhakkak kıyâmet günü Rabbinizin huzûrunda muhâkemeye duracak (birbirinizden dâvâcı olacak)sınız.” ( Zümer, 31)

Bu âyet-i kerîme nâzil olunca Zübeyr-radıyallâhu anh-

“‒Yâ Resûlâllah! Dünyada dâvâlaştıktan sonra aramızdaki husûmet âhirette de tekrarlanacak mı?” diye sordu.
Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-

“‒Evet (her hak sahibine hakkı verilinceye kadar devam edecek)!”buyurdu.
Zübeyr -radıyallâhu anh-

“‒O zaman iş çok ciddî ve çetin!” dedi. (Tirmizî, Tefsîr, 39/3236)

Muhammed bin Cahş -radıyallâhu anh- anlatıyor

Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in yanında oturuyorduk. Başını semâya kaldırdı, sonra elini alnına koyup

“–Sübhânallah! Ne kadar ağır bir hüküm indirildi!”buyurdu. Biz çok korktuk ve sükût ettik. Ertesi gün

“–Ey Allâh’ın Resûlü! O indirilen ağır hüküm ne idi?” diye sordum. Allah Resûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu

“–Nefsim kudret elinde olan Allâh’a yemin ederim ki, bir kişi Allah yolunda öldürülse, sonra diriltilip tekrar öldürülse, sonra diriltilip tekrar öldürülse, üzerinde bir borç varsa, borcu ödeninceye kadar cennete giremez.”

(Nesâî, Büyû, 98/4681)

Kul hakkı karşısında, âhirette en yüksek mertebelerde olan şehîtlerin durumu bu ise diğer insanların hâli nice olur, düşünmek îcâb eder!

Resûlullah, bir gün ashâbı ile sohbet ederken, onlara, kul hakkı hususunda gösterilmesi gereken titizlikle alâkalı, Benî İsrâîl’in sâlihlerinden iki kişi arasında cereyân eden şöyle bir vâkıa nakletmişlerdir

Sizden önce yaşayanlardan bir kişi, bir kimseden akar (gelir getiren mülk) satın aldı. Bu akarı satın alan kimse orada, toprağa gömülü bir vaziyette, içinde altın bulunan bir küp buldu. Toprağı kendisine satan kimseye gelerek

«–Altınını al! Ben senden toprak satın aldım, altını satın almadım!» deyince (arsayı) satan kimse

«–Ben sana arâzîyi içinde bulunan her şeyiyle birlikte sattım!» dedi.

(Kul hakkı ve helâl lokma hususunda takvâ sahibi olan bu iki kişi, aralarında anlaşamayınca bir hâkime mürâcaat ettiler. Hâkim, onları gıpta ve hayranlıkla dinledikten sonra)

«–Sizin çocuklarınız var mı?» dedi.

Onlardan biri, oğlunun; diğeri de, kızının olduğunu söyledi. (Bunun üzerine) hâkim

«–Oğlunuzla kızınızı evlendirin! Bu paradan ikisi için harcayın ve tasaddukta bulunun!» dedi.”

(Buhârî, Enbiyâ, 54; Müslim, Akdiye, 21; İbn-i Mâce, Lukata, 4)

İşte İslâm’ın mü’min gönüllere yerleştirmek istediği gönül hassâsiyeti… Bir müddet sonra bırakılıp gidilecek ve zerrelerine kadar hesabı verilecek olan fânî nîmetler yüzünden ebedî hayatını tehlikeye atmama firâsetinin canlı bir misâli

Allah teala cümlemizi kul hakkından kul hakkına girecek her türlü sözden fiilden uygulamadan muhafaza eylesin kul hakkına riayet eden bahtiyar kullarından eylesin inşallah

Hayırla Kalın Allah'a Emanet Olun

Araştırmacı İlahiyatçı Eğitimci Yazar

Salih Kebapçı Twitter.com/@Salihkebapcii-Salihkebap1@gmail.com

Görüntüleme Sayısı