Sır saklamak bir irade imtihanıdır Bu imtihanı kazanmayan hayatta hiçbir imtihanı kazanamaz | Hazreti Ali

18 Mart 2019 Pazartesi

İSLAM DİNİNDE KADININ EĞİTİM ÖĞRETİMİ


Kıymetli Dostlar İslâm, kadın erkek bütün insanların eğitilmesine ehemmiyet verir. Ayrım yapmamaktadır Kur’ân-ı Kerîm ayrım yapmadan bütün mü’minlere okumayı, tefekkür etmeyi, araştırmayı, kalemi, kitabı, yazıyı ısrarla tavsiye ve emreder

Allah Rasûlü (s.a.v) öncelikle kendi hanımlarının tâlim ve terbiyesiyle yakından meşgul olurdu. Her sabah mescidden çıktıktan sonra ve her ikindi namazını müteâkip, hanımlarını tek tek ziyaret ederek kısa bir müddet onlarla sohbet ederdi.

Akşamları ise bütün âile efrâdı, yanında kalacağı hanımının odasına gelerek Rasûlullah’tan feyz alırlardı. Daha sonra da herkes odasına çekilirdi. (Müslim, Radâ‘, 46; Ahmed, VI, 107, 157)

Onların, hanım hocalardan istifâde etmelerini de temin ederdi. Şifâ bint-i Abdullah (r.a.) şöyle anlatır: Ben Hafsa’nın yanındayken Rasûlullah (s.a.v) yanımıza geldi ve bana

“−Buna yazıyı öğrettiğin gibi nemle tedavisini de öğretir misin?” buyurdu. (Ebû Dâvud, Tıb, 18/3887)

Aziz Dostlar

Daha önce insanlar kız çocuğuna sahip olmayı utanç vesilesi sayarken Allah Rasûlü (s.a.v) onları yetiştirmeyi cenneti kazanma yolu olarak göstermiştir

Her kim üç kız çocuğunu veya kızkardeşlerini himâye edip büyütür, güzelce terbiye eder, evlendirir ve onlara lütuf ve ihsanlarını devam ettirirse, o kimse cennetliktir.”

(Ebû Dâvûd, Edeb, 120-121/5147; Tirmizî, Birr, 13/1912; Ahmed, III, 97)

Bir başka hadîs-i şerîfte de Rasûlullah (s.a.v)

Her kim iki kız çocuğunu yetişkinlik çağına gelinceye kadar büyütüp terbiye ederse, kıyâmet günü o kimseyle ben, şöyle yanyana bulunacağız”buyurmuş ve parmaklarını bitiştirmiştir. 

(Müslim, Birr, 149; Tirmizî, Birr, 13/1914)

Bir erkeği terbiye ettiğinizde bir insanı yetiştirmiş olursunuz. Bir kadını terbiye ettiğinizde ise bir âileyi, hatta toplumun büyük bir bölümünü yetiştirmiş olursunuz. Bunun aksine terbiyesine ihtimam gösterilmemiş bir kadın, topluma büyük zararlar verir, etrafındaki pek çok insanı ahlâksızlığa sürükler.

Bir kadın Peygamber Efendimiz’e gelip

“−Ey Allah’ın Rasûlü! Sizin sözlerinizden hep erkekler istifade ediyor. Biz kadınlara da bir gün ayırsanız, o gün toplansak ve Allah’ın size öğrettiklerinden bize öğretseniz!” demişti. Rasûlullah (s.a.v)

“−Peki, şu gün şurada toplanınız!”buyurdu.

Kadınlar toplandılar. Nebî (s.a.v) de gidip Allah’ın kendisine bildirdiği şeylerden onlara öğretti. (Buhârî, İ’tisam 9; Müslim, Birr, 152)

Peygamber Efendimiz’e Kur’ân inzâl buyrulduğunda onu önce erkeklere, daha sonra da kadınlara okurdu. (İbn-i İshâk, s. 128)

Bayram hutbesinde erkeklere Allah’tan korkmayı ve O’na itâati emreder, vaaz edip ilâhî hakîkatleri hatırlatır, sonra kadınların olduğu tarafa giderek onlara da aynı şekilde vaaz u nasihatta bulunurdu. (Müslim, Iydeyn, 4)

Hanım sahâbîler, karşılaştıkları problemlerin çözümü ve akıllarına gelen soruların cevabını alabilmek için her zaman Allah Rasûlü’ne başvurma imkânına sahiptiler.

Zira Rasûlullah (s.a.v) onlara değer verir ve sorularına mukabelede bulunur, problemleriyle ilgilenirdi. (Müslim, Fezâil 76; Ebû Dâvûd, Edeb 12)

Âişe (r.a.) şöyle der

Ensâr kadınları ne iyi kadınlardır. Hayâları onları dînî meseleleri derinlemesine öğrenmekten alıkoymamıştır.” (Müslim, Hayz, 61)

Sevgili Dostlar

Allah Rasûlü (s.a.v), kendisi ile beraber Hz. Âişe vâlidemiz ve diğer ezvâc-ı tâhirâtı da kadınların eğitimi için vazîfelendirdi. Nitekim kadınlar, hayâ ettikleri bazı meselelerini her zaman rahatlıkla Efendimiz’e soramazlardı.

Böyle bir durumda Peygamber Efendimiz’in zevcelerini elçi olarak kullanırlardı. Bizzat sordukları bazı suallere Allah Rasûlü (s.a.v) engin hayâsı sebebiyle kinayeli cevaplar verdiğinde, geniş açıklamayı yine vâlidelerimizden alırlardı.
Bu sâyede sahâbîler ve daha sonraki nesiller arasında dini iyi bilen âlim kadınlar yetişti ve bir çok dinî hükmün sonraki nesillere intikalinde mühim hizmetler îfâ ettiler.

Başta Peygamber Efendimiz’in hanımları olmak üzere birçok kadın sahabî Allah Rasûlü’nün hadislerini öğrenip nakletme, fıkıh gibi konularda temayüz etmişlerdir. Öyle ki Hz. Âişe annemiz en çok hadis rivayet eden (müksirûn) yedi sahabîden biridir. Ayrıca o, fıkıh, şiir, nesep ve tıp ilimlerinde de mütehassıstır. (İbn-i Hacer, el-İsâbe, IV, 360)

Dolayısıyla İslâm tarihinde kadınlar ilim ve kültür hayatında oldukça mühim bir yer işgal etmişlerdir. Dinimiz kadınların okumasına okutulmasına eğitimine çok büyük önem vermiştir

Kadını ikinci sınıf insan olarak göstermeye çalışanlar dinimizin kadının eğitimine okumasına ilim irfan sahibi olmasına karşı olduğunu göstermeye çalışmışlardır ve unutmayalım ki bir kısım kitap mektep yüzü görmemiş olan alim görünümlü cahiller bu savı sürdürmeye devam edeceklerdir.

Hadiste geçen “nemle: karınca” kelimesi insanın iki yanında veya vücudunun diğer yerlerinde çıkan bir tür yaraya verilen isimdir

Hayırla Kalın Allah'a Emanet Olun

Cenabı Hak Yar Ve Yardımcınız Olsun

Allah'ın Selamı Rahmeti Bereketi Mağfireti İkram Ve İhsanı Üzerinize Olsun

Araştırmacı İlahiyatçı Eğitimci Yazar Salih Kebapçı

Twitter.com/@Salihkebapcii

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Görüntüleme Sayısı