Kıymetli
Dostlar cenabı Allah'ın bizlere emaneti dünya hayatının süsü
ve aynı zamanda imtihan vesilesi olan çocuklarımızın terbiyesi
onlara dini eğitimin verilmesi her anne babanın temel bir
vazifesidir Allah
Resûlü’nün“Her
doğan fıtrat üzere doğar. Sonra anne-babası onu Yahudi yahut
Hristiyan veya Mecûsi yapar”
Müslim,
“Kader,” 22; Buhari, “Cenaiz”, 79. hadisi,
dinî inancın, bilgi, tecrübe ve alışkanlıkların eğitim
neticesinde şekillendiğini ortaya koymaktadır. Bu ise bize
İslâm’da eğitime güçlü bir değer verildiğini ve ebeveyne
ciddi bir sorumluluk yüklendiğini göstermektedir.
Çocuğun
terbiyesi, sahip olduğu kabiliyet ve kuvvelerin birbiri ile uyumlu
olarak insan fıtratının yüksek derecesine ulaştırılma
gayretidir.Ebeveynin bu gayreti sayesinde çocuk, hem fıtratına
uygun bir yaşam sürdürebilecek hem de sahip olduğu kabiliyetleri
kuvveden fiile geçirebilecektir.bu nedenle çocuğun terbiyesinde
onun fıtratı ve sahip olduğu melekeleri dikkate alınmalıdır
Aziz
Dostlar Fıtrata uygunluk, insanı yaratan, en iyi tanıyan yüce
Allah’ın emir ve yasaklarını dikkate almayı gerektirir.
Kur’an’ın üzerinde ısrarla durduğu ve Allah Resûlü’nün
detaylı şekilde tarif ederek öğrettiği namaz, çocuk
terbiyesinde önemli bir emir olarak karşımızda durmaktadır.
Peygamberimizin (SAV) “gözümün
nuru”olarak
tavsif ettiği namaz,“göz
aydınlığı”çocuklar
yetiştirmeye imkân verecek ihmâl edilemez bir terbiye
vasıtasıdır.
Zira namazın, çocuğun mekân, zaman ve beden tasavvurunun
şekillenmesinde önemli etkileri vardır.
Yön
(kıble) ile mekânın; vakit ile zamanın ve azalara hükmedilerek
de bedenin fark edilmesini sağlayan namaz, ergenlik dönemi öncesi
öğretilmelidir. Çocuğun hayata bütünüyle dâhil olmadan namaz
ile kazanacağı zihni inşa süreci, onun özdisipline, otokontrole
ve kendini ifade gücüne de sahip olmasını sağlayacaktır. Namaz
öğreniminde, ebeveyn anahtar rol oynamaktadır. Rehber olmalıdır
Çocuğu namaz ile tanıştırmak ebeveynin en temel ve mühim
vazifesidir.
Kuranı
kerimde Allah “Ailene
namazı emret; kendin de ona sabırla devam et. Senden rızık
istemiyoruz; biz seni rızıklandırıyoruz. Güzel sonuç, takvâ
iledir.”
Tâhâ, 20/132 buyurmaktadır Ayette, aileye namazı emretmenin hemen
arkasından namazda devamlılığın emredilmiş olması,
anne-babanın namazı ile çocuğun namaz eğitimi arasındaki
ilişkiye bir atıf olarak kabul edilebilir.
Değerli
Dostlar Çocuğun namaz ile tanışmasında namazın sadece formu
üzerinde durulmamalıdır. Çünkü namaz, belirli bir formu olduğu
gibi deruni yönü de bulunan bir ibadettir. Namazın bu iki yönü
ayrılmaz bir bütünlük içinde yansıtılmalı; bu yönler
arasındaki bağın kopmamasına ve sadece bir yönün öne
çıkarılmamasına dikkat edilmelidir. Namaz, dinî bir tecrübedir.
Sahabeden
Hz. Enes şöyle anlatıyor “Ben,
annem ve teyzem Ümmü Haram evdeyken, Resûlullah çıkageldi. Bir
müddet sonra; ‘Kalkın size namaz kıldırayım’ dedi. Beni sağ
tarafına aldı. Öylece bize namaz kıldırdı. Namazdan sonra bize
dua etti...” Müslim,
Mesâcid ve Mevziu’s Salât, 268
Bir
başka rivayette İbn-i Abbas der ki “Ramazan
veya Kurban Bayramı günü Resûlullah (s.a.v.) ile birlikte bayram
namazına gittim. Allah’ın Resulü namaz kıldırdı. Sonra hutbe
okudu. Daha sonra kadınların bulunduğu tarafa gelerek onlara vaaz
etti ve namaza devam etmelerini söyledi.”
Buhari,
“Ezan”, 161
Görüldüğü
gibi Resûlullah çocukların namazı kılmalarına imkân
oluştuğunda namaza katılmalarına fırsat vermiştir. Çünkü
namaza dair tüm anlatımlar, uygulamasının kazandıracağı deruni
boyutun yanında yetersiz kalacaktır.
Sevgili
Dostlar Mimarisi ile dikkat çeken, cemaati kalabalık büyük ve
tarihî camilerde, sabah namazı gibi günün çocuk için
gözlemlenmesi sair zamanda pek mümkün olmayan vakitleriyle Bayram
ve
Cuma
namazlarında
cemaate iştirak, böylesi ortamlara ve vakitlere örnek
gösterilebilir. Henüz namazın kılınışı tam öğrenilmeden
namaza dair kazandırılacak bir ilgi, namaz öğrenimini de
kolaylaştıracaktır.
Namaz
kılan anne-babasının, akrabalarının ve gözlemleyebildikleri
kişilerin namaz kıldıktan hemen sonraki olumlu hâlleri, çocuk
üzerinde etkilidir. Çocukta, namazın kişiyi değiştirdiği, daha
iyi bir insana dönüştürdüğü şuuru oluşturulabilir lakin
burada bir parantez açalım namaz kılan anne baba akraba tadili
erkana riayet ederek namazı huşu içerisinde kılmaya gayret
etmelidir kıyamı rükusu secdesi belli olmayan aceleci bir namazdan
uzak durmalıdırlar
Resûlullah’ın
namaz
esnasında çocuklara karşı müsamahakâr ve şefkatli tavrında
bunu görmek mümkündür. Efendimizin mescitteki namazlarında dâhi
çocuklar omzunda ve sırtındadır. Hz. Zeynep’ten kız torunu
Ümame’yi, namazda omzuna alır, secdeye gittiğinde yere kor,
kalktığında tekrar omzuna alırdı. Secdede iken sırtına oturan
torunları Hz.
Hasan ve
Hz.
Hüseyin’i
namaz bitince hiç kızmaksızın alıp dizlerine oturturdu.
Resûlullah bir defasında secdede iken sırtına çıkan torunları
ininceye kadar secdesini uzatmıştır. Böyle bir peygamberin camide
çocuklara tahammül edemeyen evde namaz kılarken önünden geçti
diye kıyameti koparan bir ümmeti olduk maalesef bunuda es geçmemek
lazım es geçemeyiz
Çocuklara
namazı sevdirebilmemiz için evvela camiye gelen çocuklara sevgi
merhamet muhabbet ve de tahammül göstermeliyiz ki bu çocuklar
camilerden özelliklede namazdan soğumasınlar uzaklaşmasınlar
farkında mıyız bilmiyorum ama çocukları camilerden de namazdan
uzaklaştırıyoruz camilerin en ön saflarını işgal etmiş
kimseyi oraya koymayan cami bekçileri hacı amcalarımız
dedelerimiz yüzünden neslimiz çocuklarımız gençlerimiz
camilerden de namazdan uzaklaştılar bu duruma çare bulunması
gerekiyor da çözüm bulacak müesseseleri göreve davet ediyorum
Aziz
Dostlar Çocukta
namaz sevgisi
oluşturmak için çocuğun vazgeçmesi zor istekleri ve ihtiyaçları
ile namaz karşı karşıya getirilmemelidir. Henüz öz denetimini
kazanamamış çocuklarda böylesi durumlarda namaz vakti oyun
öncesine planlanmalı değilse oyun sonrasında gerekli yönlendirme
yapılmalıdır. Günlük planlamalarda, parka gitme, yemek yeme,
kitap okuma gibi etkinlikler,namaz
vakitleri
esas alınarak programlanmalı; namazın vakti tanzim eden güçlü
yönünden istifade edilmelidir. Bu duyarlılık, çocuğun
zihnindeki zaman tasavvurunun şekillenmesine de katkı
sağlayacaktır.
Namaz
anlatımında kullanılan üslup da namazın sevdirilmesinde
tesirlidir. Lokman Aleyhisselam’ın namaza
davetinde
ve “Allah
beni zorluk çıkarıcı ve kusur arayıcı olarak göndermedi. O,
beni kolaylaştırıcı bir eğitimci gönderdi” buyuran
Allah
Resûlü’nün
üslubunda bunu görmek mümkündür. Namazın
terki durumunda işlenen günah ve karşı karşıya kalınan cezalar
yerine bu ibadetin tüm şartları ve rükünleri ile kazandıracağı
güzel karşılıkları vurgulamak, namaz sevgisini artıracaktır.
Hazreti
Lokman Aleyisselam'ın namaza davet üslubuna kuranı kerimde adını
taşıyan surenin ayetiyle gelin bir bakalım ayeti kerimeyi kısaca
tefsir etmeye çalışalım inşallah
يَٰبُنَىَّ
أَقِمِ ٱلصَّلَوٰةَ وَأْمُرْ بِٱلْمَعْرُوفِ
وَٱنْهَ عَنِ ٱلْمُنكَرِ وَٱصْبِرْ
عَلَىٰ مَآ أَصَابَكَ ۖ إِنَّ ذَٰلِكَ
مِنْ عَزْمِ ٱلْأُمُورِ
“Yavrucuğum!
Namazı dosdoğru kıl. İyiliği emret. Kötülükten alıkoy.
Başına gelen musibetlere karşı sabırlı ol. Çünkü bunlar
kesin olarak emredilmiş işlerdendir.” Lokman Suresi 17
Evvela
ayeti kerimeye baktığımız zaman hazreti lokmanın çocuğuna
hitap şeklini görüyoruz kendimize soralım biz çocuklarımıza
dini eğitim verirken Allah'ın emirlerinden ve yasaklarından
bahsederken nasıl hitap ediyoruz hitap şekli karşı tarafa verilen
değeri gösterilen saygıyı ve kıymeti ifade eder
Bizler
kendi çocuklarımıza bir sefer güzel sözle hitap etsek yavrum
namazını kıl abdestini al orucunu tut kuranı oku desek
yapmadığında veya geç yaptığında ikinciye aynı hitapla
çocuğumuza hitap etmeyiz kurani metotla çocuk yetiştirseydik
çocuğumuza”serseri aylak aymaz” gibi sözleri hitap şekli
olarak kullanmazdık
Bilahare
hazreti lokman çocuğuna namazı emrediyor sabrı tavsiye ediyor
iyiliği güzelliği tavsiye ederken diğer taraftan da kötülüğe
karşı kilit olmasını nasihat ediyor bizler anneler babalar aile
büyükleri olarak bu ayetin neresindeyiz bu ayeti ne kadar
çocuklarımız üzerinde uygulayabiliyoruz kendimize soralım
üzerine tefekkür tezekkür edelim
Namaz
eğitiminde
çocukta namaza karşı ilgi ve sevgi oluşturmak için dikkat
edilecek yukarıdaki hususların yanında bir başka husus da çocukta
sorumluluk bilincinin geliştirilmesidir. Zira namaz ibadetinde
devamlılık gösterilebilmesi sorumluluk bilincine bağlıdır.
Kıymetli
Dostlar Günlük hayatta herhangi bir görev üstlenmeyen çocukların
namaz ibadetinin sorumluluğunu taşımaları mümkün değildir. Bu
sebeple çocuklara, yaşlarına uygun vazifeler verilerek sorumluluk
duyguları geliştirilmelidir. Nitekim Resûlullah’ın çocukluğu
yanında geçmiş olan Hz. Enes’e bazı görev ve sorumluluklar
verdiği bilinmektedir.
Çocuklarımıza
sorumluluklar vermek onları yaşlarına uygun vazifeler vermek
yerine maalesef aileler olarak bu durumdan şiddetle kaçıyoruz
sonra bu çocuklar sorumsuz verdiğimiz görevleri yapmaktan acizler
üşeniyorlar diye dert yanıyoruz bu hususta hiç şikayet etme
hakkımız yok isterseniz kusura bakın bizler anneler babalar aile
büyükleri olarak çocuklarımıza yaşlarına uygun sorumluluk ve
vazife vermez onlara yapamaz gözüyle bakarsak korkak bir nesil
yetiştirmiş oluruz ileride bu çocuklar sorumluktan vazifeden
korkarlar kaçarlar sorumluluk ve görev alamazlar uzak dururlar
Değerli
Dostlar Çocuklara namaz eğitimi verirken onları vakit namazlarına
cuma ve bayram namazlarına ramazan ayı içindeki teravih namazına
hatta cenaze namazlarına götürelim hafta içi imkanımız yoksa
hafta sonları iştirak ettirelim çocuklarımıza camilerin hem
içini hem dışarısını gezdirelim dolaştıralım camileri onlara
tanıtalım bu aktiviteleri her hafta sonu yapmaya çalışalım
yapabiliyorsak hafta içinde de tekrar edelim inşallah
“Hocam
çocuklarımızla hafta sonları ne gibi aktiviteler yapabiliriz?”
diye bir sual aklına gelen kardeşlerimize tavsiyem çocuklarını
alıp tarihi büyük camilere götürüp onlarla birlikte vakit
namazlarını kılsınlar kuranı kerim biliyorsa beraber okusunlar
ister sabah namazından yatsı namazına kadar ister belli vakit
namazlarına çocuklarımızı camiye götürelim hem onlarla beraber
namaz ibadetini ifa edelim hem de onlara namazı sevdirelim ilgi
duymasını sağlayalım
Sevgili
Dostlar son olarak bugün camiye götürdüğümüz onları camiye ve
namaza alıştırdığımız çocuklarımız yarın bizlerin
arkasından camideki yerlerimizi alacaklarını camilerin gelecekteki
cemaatleri olacaklarını unutmayalım
Yazımızı
bir dua ile nihayete erdirelim inşallah
“Ey
Rabbimiz! Beni ve soyumdan gelenleri namazı devamlı kılanlardan
eyle Ey Rabbimiz! Duamı kabul
eyle” İbrahim Suresi 40
Hayırla
Kalın Allah'a Emanet Olun
Araştırmacı
İlahiyatçı Eğitimci Yazar Salih Kebapçı
Twitter.com/@Salihkebapcii
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder