SUAL 1:Tenin rengini gösteren kıyafetlerle namaz kılınabilir mi?
Cildin
kırmızılığını veya beyazlığını belli edecek derecede ince olan elbiselerle setr-i
avret emri yerine getirilmiş olmaz. Bu tür kıyafetlerle namaz kılındığı
takdirde, namazın farzı yerine getirilmediği için ibadet kabul olmaz. Hattâ
şunu belirtmekte fayda var ki, ten rengini belli eden ince kıyafetlerin
karanlık ve loş bir odada şeffaflığının fark edilmemesi böyle bir odada namaz
kılınabileceği mânâsına gelmez. Nitekim böyle bir kıyafetle nasıl aydınlık bir
yerde namaz kılınamıyorsa, karanlık olan yerde de namaz kılınamaz. Bilhassa
annelerimiz ve teyzelerimizin kullandığı ince tülbentler, yazmalar ve altını
gösteren beyaz namaz başörtüleri ile namazın setr-i avret emri yerine
getirilmiş olmaz.
Bu
şeffaf kıyafetler, toplumda ekseriyetle, ince çoraplar, iç çamaşırını belli
edecek derecede ince gömlekler ve saçı, enseyi, boynu gösteren başörtülerde
kendisini gösterir. Ne yazık ki, bu şekilde kılınan bir namaz, kişinin bütün
emeklerine rağmen setr-i avret farzı yerine getirilmediği için kabul
olmaz. Kişinin bu yöndeki eksikliğini gidermeyip kendi bildiğince namaza devam
etmesi, ilerleyen yıllarda kaza namazlarının fazlalaşmasına ve böylece
telafisinin de giderek zorlaşmasına sebebiyet verir.
SUAL 2: İnce çoraplarla namaz kılınabilir mi?
Maalesef
günümüzde tesettürlü hanımların üzerinde, giyilmesi normal hâle gelmiş olan
ince naylon çoraplar ve ayak bileklerinin (incik kemiklerinden itibaren)
yukarısında olan ara boy etekler görürsünüz. Bu şekilde olan bir kıyafet,
hiçbir zaman müslüman bir hanımın sokaktaki ve namazdaki örtüsü olmamıştır. Bu
konuyla alâkalı bir hadîs-i şerîf, mü'min hanımları şu şekilde ikaz etmektedir:
Hazret-i
Âişe -radıyallâhu anhâ-'nın rivayetine göre, kız kardeşi Hazret-i Esmâ,
üzerinde altını gösterecek şekilde bir elbise olduğu hâlde bir gün Peygamber
Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-'in huzuruna gelir. Rasûlullah -sallâllâhu
aleyhi ve sellem- onu bu ince kıyafetle görür görmez yüzünü çevirir ve şöyle
buyurur:
"-Ey
Esmâ, bir kadın büluğ çağına erince -yüzünü ve ellerini göstererek- bunlardan
başka bir tarafının görünmesi helâl olmaz." (Ebû Dâvud, Libas, 31)
Altını
gösterecek şekilde ince giysiler giyen hanımların şunu çok iyi bilmeleri
gerekir:
Giydikleri
bu tür kıyafetlerle ne tesettür emrini yerine getirmiş olurlar, ne de namazları
kabul olmuş olurlar.
SUAL 3:Vücudun tamamını örten, ancak dar olan kıyafetlerle namaz
kılınsa namaz olur mu?
Vücut
hatlarını belli eden, ancak tenin rengini göstermeyen dar kıyafetlerle kılınan
bir namaz sahih (geçerli) olur. Çünkü bundan kaçınmakta güçlük vardır. Böyle
dar bir kıyafetle kılınan bir namazın hükmü ise, mekruhtur.
Peygamberimiz
-sallâllâhu aleyhi ve sellem- cehennemlik hanımların vasıflarını
sayarken "giyinik, ama çıplak" ifadesini kullanmıştır.
(Müslim, Libas, 125) İslâm âlimleri, bu ifadeden "ince ve dar
kıyafetler giyinen kadınlar"ın anlaşılması gerektiğini beyan etmişlerdir.
Bu sebeple kişinin dar olmayan geniş kıyafetlerle namaz kılmayı tercih etmesi
daha faziletli görülmüştür.
SUAL 4:Bir kadın, pantolonla namaz kılabilir mi?
Namaz
için özel bir kıyafet yoktur. Önemli olan, tesettürü sağlayan, tenin rengini
göstermeyen, vücut hatlarını belli etmeyen, temiz bir kıyafetle namaz
kılmaktır.
Bu
itibarla bu şartları taşıyan herhangi bir elbise ile hanımların namaz
kılmalarında dînen bir mahzur yoktur. Bacakların şeklini ortaya çıkartan, paça
arasını belli eden bir pantolonla namaz kılmak ise mekruhtur. Böyle bir
pantolonun üzerine dizlere kadar uzanan tunik giymekle mekruhluk ortadan
kalkmaz. Ancak ayak bileklerine kadar uzun bir elbise yahut pardesü giymekle
namazın mekruhluğu ortadan kaldırılabilir. Ancak hanımların, hanımlara mahsus
kıyafetleri, erkeklerin de kendilerine has giyim ve kıyafet şekillerini tercih
etmeleri gerekir.
Kaynaklar:
-Ömer Nasûhî Bilmen, "Büyük İslâm İlmihali" (Namaz kitabı,
Setr-i Avret bölümü; 22 ve 30. maddeler arası)